Blogdayazar

28 Ekim 2017 Cumartesi

Foreks öldü mü?

Ölmedi.  Ama ağır yaralı. Geçtiğimiz Şubat ayında Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) nun yaptığı düzenleme neticesinde Foreks piyasası önemli bir darbe aldı. Düzenlemenin ne olduğunu aşağıda yazarım. Ben herşeyden önce Foreks'in Türkiye'deki geçmişine değinmek istiyorum.  Bunu anlatmalıyım ki düzenlemenin neden yapıldığı daha iyi anlaşılsın. Foreks yaklaşık on yıl öncesinde Türk yatırımcısının hizmetine sunuldu. Böylece "yastık altına" gömülen yatırımcı için alternatif  haline geldi.  Benim içinde Foreks'in ülkemize gelmesi gayet heyecan verici bir olaydı. Dünyanın en likit piyasasında kaldıraçlı işlem yapmak... insanı mıknatıs gibi kendine çeken bir şeydi bu. Ancak zaman geçtikçe işlerin pek göründüğü gibi olmadığı ortaya çıktı. Eğitimsiz küçük yatırımcı "büyük deniz" de boğulmaya başlamıştı artık. Foreks'in şamarından nasibini alan da geri gelmiyordu. Aracı kurumların açıkladığı yatırımcıların kar, zarar oranları ise tam bir faciaydı.  Aracı kurumlar bunu önüne geçmek için yatırımcılara yönelik webinarlar düzenlemeye başladı.  Amaç yatırımcıyı Teknik ve Temel analiz hakkında bilgilendirip yarı profesyonel (trader) lar  ortaya çıkarmaktı. Türk yatırımcısının finansal okuryazarlığının olmayışı bu çabayı da sonuçsuz bıraktı.  Her yıl artarak devam eden kötüye gidiş idareye yansıyınca yasal düzenleme kaçınılmaz oldu. Evet Foreks'in ülkemizdeki kısa geçmişi bu. Hemen yazayım da havada kalmasın. (SPK) bunu yeni düzenlemesinde kaldıraç oranları bire yüzden bire yirmiye indirildi. İşte yatırımcıyı mıknatıs gibi kendine çekip yaklaştığında kroşesiyle yere seren şey bu.  Kaldıraç ne mi?  kaldıraç; Forkes'e yatırılan sermayenin üzerinde işlem yapma imkanı tanıyan bir sistem. Ayrıntıya girersem yazı uzar. İncelemek isteyen için internette bayağı kaynak var.  Peki bu mağduriyetin sorumlusu kim? hedef tahtasına sığdıramayacağım. Çünkü bu işte herkesin az veya çok payı var. Aracı kurumlardan başlayalım. Foreks ülkemize geldiğinde yapılan reklamları hatırlıyor musunuz?  " Aylık üçbin lira ek gelir"  gibi... asgari ücretin daha bin lira olmadığı dönemlerden bahsediyorum.  Pazar kapmak için abartılı reklamlarla yatırımcı yanlış yönlendirildi. Foreks'in riskleri anlatımdan. Düşünce sat, yükselince al mantığıyla başarı gelir diye düşünüldü.  Halbuki Foreks'in finansal profesyonellik gerektirdiğini onlarda biliyordu. Fakat zamanın dar, rakiplerin fazla olması aracı kurumları buna yöneltti. Aceleye geldi yani. Yatırımcı açısından olaya bakarsak; Olağanüstü vaatlere maruz kalan yatırımcı doğal olarak etki altında girdi.  Mantık zihinlerde ikinci plana itilmişti.  Belki de en önemlisi herkes kısa sürede zengin olacağını düşündü.  Foreks'in temel felsefesinin İSTİKRARLI KAZANÇ  olduğu gerçeği unutuldu. Netice ise hüsran, şikayet, pişmanlık...  İdare başlangıçta aracı kurumlara lisans zorunluluğu getirmişti.  Zamanla kar, zarar oranlarının açıklanması, Foreks risklerinin internet sitelerinde bulundurulması gibi önlemler pasif çabalar olarak göze çarptı.  Kaldıraç oranlarına müdahalede ise çok geç kalındı bence.  Zamanlama doğru olsaydı yatırımcı bu kadar hırpalanmazdı.  Payları bu şekilde dağıttıktan sonra şunu söylemek istiyorum. Yakın dönemde idare tarafından finansal sistemi canlandırma konusunda bir takım adımlar atıldığını görüyorum. Şuan sadece faizler gündemde olsada  Foreks için yeni bir düzenleme araya sıkıştırılabilir. Bu benim düşüncem tabi. Şayet gerçekleşirse piyasaya tekrar gireceklere ve yeni başlayacaklara tavsiyem şu. Foreks eğitimi almadan ve demolarda kendinizi denemeden yatırım yapmayın. Çünkü yüzdüğünüz deniz gerçekten çok büyük...
Devamını Oku

22 Ekim 2017 Pazar

Geç Gelmişiz Dünyaya



 Vaktini tam olarak hatırlayamadım "dokunmatik" cihazlarla ilk karşılaşmamdı.  Daha doğrusu televizyonda görmüştüm. Bir restoranda masa üzerine yerleştirilmiş LCD ekran ve ekranı sağa sola çekmek suretiyle yemek seçimi yapan insanlar... ağızım bir karış açık onları izliyordum. "Görmemişlik" başka bir şeydi tabi. Şimdi herkeste var. Derviş misali başlar eğik "çek"iyoruz sürekli. Bende toplumun resmini "çek"meye bayılıyorum. Canım zaten bir şeylerden "çek"mekle geçiyor ömrümüz. Telefonun ekranının aşağı yukarı "çek"mişiz çok mu? değil elbette. Herkes istediğini "çek"mekte veya "çek"iştirmekte özgür. Ah ahhh!  bende ne "çek"iyorsam bu dilimden "çek"iyorum.  Şaka bir yana yenilik her anlamda güzel. Hatta gerekli. Fakat gelende gideni aratıyor.  Bunu kulağımda telefon, elimde tabletle uğraşırken farkettim. Özgürlüğüm kablonun boyu, söyleyeceklerim telefonumdaki tarife kadardı. Bir şeyi anlatmak için yirmi dokuz harf kalem, kağıt onu da geçtim ses çıkarsan yetiyordu bir zamanlar, diye düşündüm ve kendi kendime dedim ki: "Geç gelmişiz dünyaya geç!" oldu bir baston eksik elimde. Ama anladım büyümüşüm, zaman geçmiş belli... Kalem kağıttan öte neler var zamanla akıp giden... Hiç düşündük mü? hani biraz vakit olsaydı  daha çok sever miydik  yitenleri? kalplerine taş atar mıydık? keşkeler durur muydu başköşede? bilemiyorum beşerdir şaşar.  Geç gelmişiz geç! sona kalmışız. Yeniye diyecek sözüm yok. Kasdım zamana. Yenilip, yutulmayan; filmi başa sarmayan zamana. Biraz daha zaman tanısa ne olurdu sanki? kalsaydı öylece tebriklerin simleri  yazmaktan taşlaşmış ellerde. On iki dedin mi kapansaydı televizyon, sohbetler keyifli; sobanın üstündeki güğüm, o bile neşeli. Tıkır tıkır cosss... aşk acısı da neymiş arkadaş! sen hiç güğümdeki kaynar suyla banyo yaptım mı hiç? diyesi geliyor insanın ama kimsenin tüylerini diken diken etmeye hakkım yok. Yaşayan bilir ya da anlatılmaz yaşanır... bazen canımı yakmış olsa da yine yaşamak isterdim o günleri. Eskimeyen yüzler, titremeyen eller... en masumundan samimi gülüşler. İnsanlıkta  oradadır belki. Uzun süredir görmedim kendisini.  Abartı değil yazdıklarım. Bazen o kadar bunalırız da "uzaklara" gitmek isteriz ya işte benim "uzaklarım" burası. Canım sıkıldıkça uğradığım yerler.  düşünce başımın okşandığı, yalnız iken yanına sığındığım, ara sıra şımartıldığım zamanlar...  bazen hiç dönesim gelmiyor.  Bilmiyorum ne düşünüyorsunuz belki haksızım, belki de aşırı takıntılıyım...  ama seviyorum, omuzlarını silken çocuk gibi tekrar tekrar yaşamak istiyorum. Ama Biliyorum ki zamanın geri vitesi yoktur. Hatta giderlidir; yakar, yutar, acıtır, kanatır... merhameti yoktur. Bu da onun kaderi.  Benimki ise "kara sevda" ikinci ihtimali olmayan... son olarak şunu yazmak istiyorum. Yaşanılan iyi yada kötü herşey bizim için değerli. Birgün geriye dönüp baktığımızda sadece onlar karşımıza çıkacak. Onun için ara sıra yanlarına uğramalı ki pas tutup yok olmasınlar.  Söylemesi benden yaşatması sizden...
Devamını Oku

18 Ekim 2017 Çarşamba

İlk Yazım

Güncel
İlk değil aslında. İki yıldır zaman zaman yazıyorum da "hayata dair" ilk yazım bu. Hayata dair... önceleri görünce şaşırıyordum. Hayata dair. Dilekçe gibi.  Soğuk geliyordu. Sevmiyordum.  Kısa süre önce zoraki birkaç tanesini açıp okudum. Çok Yabancı gelmedi.  Birde ben denemek istedim. Otuzunu geçmiş birisi olarak vadır herhalde hayata dair birkaç sözüm, diye düşündüm. Sahi ne yazacaktım? hüzünleri yaldızlı cümlelere mi boyasam, içine acı mı katsam? zor bir başlangıç. Yalan değil. Hayat fazla dövmedi beni. Ya da hep kaçtım kavgadan. Neyse , başka bir şey bulayım en iyisi.  Aşktan bahsedeyim mi? herkesin hoşuna gider. Elime sazı, dilime sözü karşıma karakaş kara gözü aldık mı oldu bu iş. Olmadı arkadaş. Yahu hayatında kaç kere aşık oldun dostum. Kendi kendime söyleniyorum siz aldırmayın. Aşık olunca yazarım başka bir şey bulmak lazım. Yemekle ilgili birşeyler yazayım bari. Olur herhalde. Pilavlar,dolmalar,börekler... okuyanın canı çeker. Yemek dediğin "emek" ister cancağızım bu konuda döktüm mü ter? dökmedim dökmedim bu garip hep hazırdan yer. Yine karavana. Bazen içimdeki şairi boğasım geliyor. Laf aramızda güzel de laf sokuyor insafsız. Bunaldım iyice, kendimden şüphelenir oldum. Kardeşim oyuncak diye mi yaşadık hayatı; sobaya odun niyetine mi devirdik yılları? soba... geçmiş, mazi? hemen çöktüm klavyenin başına. Tabi ya! telgrafın tellerine konarım, aldığım mesajı Beyoğlu'na yollarım. O da olmazsa büyüklerden duyduğumu yazarım. Herşey siyah beyaz. Oldu galiba. Bizim "şair" de tık yok. Yok. Niye? ne oldu yine? benimde kendine benzettin kalemi kırılasıca. Olmaz yazamazsın.  Sen renkli televizyon çocuğusun incitme atanın hatıralarını, iki renge nasıl sığdırırsın koskoca hayatı? şahmat. Ama bir ihtimal daha var: Kitaplar. Kitapları yazayım. Liseden kalma cümlelerimde var nasıl olsa. Yazar bu romanında oldukça sade ve akıcı bir dil kullanmış... Yoruldum artık. Yazamayacağım. Maç dönmez artık bu saatten sonra. Beceremedim hayata dair yazmayı. Işığı gördüm ama tünel bayağı uzun. Hayat gibi. Hayatı yakalamak gerekiyor galiba bir şeyler söylemek için. Bugün bunu öğrendim. Görmek, gözlemlemek, sarılmak, ağlamak... arada bir sillesinden nasibini almalı yazmak için. Aşkı beş dakikaya sığdırmamalı; pişirdiğini beraber yemeli insan, sofradaki sohbetleri herkes yüreğinde hissetsin. Hayat gibi ağzına kadar dolu olmalı, demlenmeli ki tat bıraksın.  Benden bu kadar. Akşamı yaptık yine. bir çay yapalım da "dem"lenedursun. Gelen olur belki...
Devamını Oku

11 Ekim 2017 Çarşamba

Borsa Analizleri

 Bugün yazdığım içeriklere göz atarken  ekonomi ile ilgili bir yazı paylaşmadığımı fark ettim. İşin gerçeği uzun süredir yazmıyordum. Bu da benim için yeni bir başlangıç oldu. Başlıkta belirttiğim gibi daha önce aktardığım borsa yazılarımın devamı mahiyetinde olan borsa analizleri yazının konusu olacak. Bilmeyenler için şöyle devam edersek; analiz, herhangi bir konunun detaylarını incelemektir.  Yani bir bütünün ayrıntılarını görmek.  Borsa analizi ise ilgilendiğimiz hisse veya endeks üzerinde istatistiksel bir çalışma yapmaktır.  Borsa analizi yatırımcıya  yatırım yapmak istediği alternatiflere dair yorum yapma imkanı tanır. Tabi ki bunu yaparken sayısal verilerden yararlanır.  Borsa analizi yatırımcı için ileriye dönük bir referans kaynağıdır diyebilirim. Bu kadar tanımlamanın yeterli olduğunu düşünerek asıl meseleye gelmek istiyorum. Borsa analizi temel olarak ikiye ayrılmakta. Bunlar Temel ve Teknik analiz olarak isimlendirilir. Öncelikle Temel analizi ele alalım. Temel analiz en basit tabiriyle ekonomideki büyük resmi inceler. Temel analiz de kendi içerisinde Makro ve Mikro analiz olarak ikiye ayrılmakta.  Makro analiz genel konjonktür hakkında bilgi verir. Mikro analiz ise daha çok lokal bazlıdır. Bunları biraz açalım. Örneğin, dünya genelini etkileyen bir ekonomik değişim Makro analiz dahilinde iken; Türkiye'de yaşanan bir iktisadi bir gelişme Mikro analiz kapsamında değerlendirilir. Veya Türkiye'deki yaşanan ekonomik bir olay Makro analiz düzeyinde incelenirken, borsadaki herhangi bir hissenin geleceğe dönük büyüme hızı Mikro analiz bazında değerlendirilir, diyerek örnekleri çoğaltabiliriz. Temel analiz genel gidişat hakkında bizlere bilgi sunar. Bu analiz türünün daha çok uzun vadeli yatırım yapanların tercih ettiği söylense de bunun doğru olmadığını düşünüyorum. Temel analiz, Teknik analizi teyit eder ve göz ardı edilmesi yapılan yatırımların zarar ile sonuçlanmasına neden olabilir. Şöyle bir örnek verelim; piyasalarda risk iştahının azaldığı ve yatırımların daha çok güvenilir enstrümanlara kaydığı bir dönemde sadece Teknik analiz yöntemlerini kullanarak bir yatırım stratejisi oluşturmak, sonu hüsran ile bitecek bir maceraya atılmaktan başka bir şeye benzemeyecektir.  Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Temel analiz bize "yatırım yap" veya "yapma" diyen bir analiz türüdür. Temel analizin içerisine dahil edilen birçok konu bulunmakta.  Hemen hemen her ülkede yaşanan ekonomik olaylar Temel analizin bir parçasını oluşturur.  Globalleşen dünya ile birlikte biri birilerine entegre olan finansal sistemlerde yaşanan değişimler doğal olarak geneli etkilemekte. Ancak bazı veriler vardır ki piyasalarda büyük dalgalanmalar meydana getirir. Küçük yatırımcı olarak nitelendirilenlerin  de bu verileri takip etmesi  Temel analiz açısından yeterli sayılabilir. Bu arada küçük yatırımcı kavramından kısaca söz edelim.  Küçük yatırımcı, bireysel olarak birikimleriyle yatırım yapanların geneline verilen isimdir.  Tanımdaki geneli ifade eden güruh ise tabi ki biziz. Büyük yatırımcılar daha çok fon yönetirler ve yapılan yatırımların miktarı oldukça fazladır. Şimdi bu verilerin bir kısmına bakalım. Temel analiz açısından göz önünde bulundurulması gereken ilk faktör Merkez Bankası kararlarıdır.  Özellikle faizlerde yapılan değişiklikler piyasada önemli ölçüde volatiliteye sebep olur.  Her ay açıklanan enflasyon verileri, ekonomi yönetiminin aldığı kararlar, ülkelerdeki siyasi istikrar, jeopolitik riskler Temel analiz açısından önemlidir. Tabi burada yazdıklarım Makro bazda ele alınan Temel analiz verilerdir.  Kapsamı biraz daraltıp olaya hisse veya endeks düzeyinde baktığımızda işin Mikro analiz kısmına geçmiş oluruz.  Burada bakmamız gerekenler  yatırım yapılacak sektörün büyüme hızı, hisse bazında geleceğe dönük yatırım kararları, KAP açıklamaları takip edilmesi gereken konular arasındadır. Tabi burada uzman görüşlerinden de faydalanmak önemli. Sonuçta hiçbirimiz finans uzmanı değiliz.  Düşüncelerimizle uzman yorumlarını harmanlayarak yapılacak bir Temel analiz daha sağlıklı bir sonuç verecektir. Artık Teknik analize geçme zamanımız geldi galiba. Teknik analiz, bazı göstergeler yardımıyla piyasaların yönü hakkında yorum yapmamızı sağlar.  Teknik analiz yapabilmek için bu göstergelerin ne işe yaradığını bilmek şart. Bunları öğrenmek için üniversite bitirmeye gerek yok. Bazı aracı kurumların ücretsiz webinarlarına katılarak veya bu göstergelerin videolarını sosyal medyadan izleyerek ne işe yaradığını öğrenebilirsiniz.  Ayrıca ilerleyen yazılarda bu göstergelerle ilgili bildiklerimi sizlere aktaracağım. Bu yazıyı da yeni bir serinin başlangıcı gibi düşünebilirsiniz.  Devam edelim.  Teknik analiz aslında bir grafik okuma yöntemidir.  Doğru yorumlar uzun veya kısa vadede güzel kazançlar sağlayabilir.  Şimdi bahsettiğim göstergelerin bazılarını sadece isimleriyle yazacağım.  Sadece isimleriyle yazmam gerekiyor, çünkü bunları görsellerle desteklemeden aktarmam çok zor. Hani derler ya; "kelimeler kifayetsiz kalır." diye. İşte öyle bir şey. Uzatmadan yazayım.  Teknik analizde popüler olan RSI, Stochastic, CCI, Moving Avarage, Bollinger bands gibi araçlar grafik üzerinde kullanılan göstergelerden bazılarıdır.  Bunların görevi ise bize alım ve satım sinyali vermesidir.  Teknik analiz, Temel analizden bağımsız olmamak kaydıyla çeşitli zaman aralıklarında yatırım stratejisi oluşturmamızı sağlar. Ancak sadece gösterge sinyallerine bakarak karar vermek yanlış olur. Çünkü hiçbir gösterge tamamen başarılı sinyal üretmez. Eğer öyle olsaydı. Şuan ben bu yazıyı yazmak yerine başka işlerle uğraşıyor olurdum. Evet. Teknik analiz ile ilgili genel bilgileri de böylece yazmış olduk. Özetleyecek olursak; Temel ve Teknik analiz yatırımların nereye yönlendirilmesi konusunda bizlere yardımcı olur ve yatırımların riskini azaltmak için en güvenilir alternatiflerden birisidir.  Sanırım borsa analizleri hakkında iyi bir başlangıç yaptık. Yazdığım gibi devamı da gelecek.  Bol kazançlı günlerde görüşmek üzere...  Bu gün yazdığım içeriklere göz atarken uzun süredir ekonomi  ile ilgili bir yazı paylaşmadığımı fark ettim.  Gerçi işlerimin yoğunluğu nedeniyle bu aralar çok da yazmaya fırsat bulamamıştım. Başlıkta da belirttiğim gibi daha önce aktardığım borsa yazılarımın devamı mahiyetinde olan borsa analizleri   yazımın konusunu oluşturacak. Önce Analiz ile ilgili  Klasik bir tanımlama yerine sizlerin bilinçaltına yerleşen bir soruyla başlamak istiyorum."Arkadaşlar! aranızda analiz nedir bilmeyen var mı?" hatırlayan vardır belki. Neyse, biz bilmeyenler için şöyle devam edecek olursak; analiz,  herhangi bir konunun detaylarını incelemektir.  Yani bir bütünün ayrıntılarını görmek.  borsa analizi ise ilgilendiğimiz hisse veya endeks üzerinde istatistiksel bir çalışma yapmaktır.  Borsa analizi yatırımcıya  yatırım yapmak istediği alternatiflere dair yorum yapma imkanı tanır. Tabi ki bunu yaparken sayısal verilerden yararlanır.  borsa analizi yatırımcı için ileriye dönük bir referans kaynağıdır diyebilirim. Bu kadar tanımlamanın yeterli olduğunu düşünerek asıl meseleye gelmek istiyorum. Borsa analizi temel olarak ikiye ayrılmakta. Bunlar Temel ve Teknik analiz olarak isimlendirilir. Öncelikle Temel analizi ele alalım. Temel analiz en basit tabiriyle ekonomideki büyük resmi inceler. Temel analiz de kendi içerisinde Makro ve Mikro analiz olarak ikiye ayrılmakta.  Makro analiz genel konjonktür hakkında bilgi verir. Mikro analiz ise daha çok lokal bazlıdır. Bunları biraz açalım. Örneğin, dünya genelini etkileyen bir ekonomik değişim Makro analiz dahilinde iken; Türkiye'de yaşanan bir iktisadi bir gelişme Mikro analiz kapsamında değerlendirilir. Veya Türkiye'deki yaşanan ekonomik bir olay Makro analiz düzeyinde incelenirken, borsadaki herhangi bir hissenin geleceğe dönük büyüme hızı Mikro analiz bazında değerlendirilir, diyerek örnekleri çoğaltabiliriz. Temel analiz genel gidişat hakkında bizlere bilgi sunar. Bu analiz türünün daha çok uzun vadeli yatırım yapanların tercih ettiği söylense de bunun doğru olmadığını düşünüyorum.  Çünkü Temel analiz, Teknik analizi teyit eder ve göz ardı edilmesi yapılan yatırımların zarar ile sonuçlanmasına neden olabilir. Şöyle bir örnek verelim; piyasalarda risk iştahının azaldığı ve yatırımların daha çok güvenilir enstrümanlara kaydığı bir dönemde sadece Teknik analiz yöntemlerini kullanarak bir yatırım stratejisi oluşturmak, sonu hüsran ile bitecek bir maceraya atılmaktan başka bir şeye benzemeyecektir.  Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Temel analiz bize "yatırım yap" veya "yapma" diyen bir analiz türüdür. Temel analizin içerisine dahil edilen birçok konu bulunmakta.  Hemen hemen her ülkede yaşanan ekonomik olaylar Temel analizin bir parçasını oluşturur.  Globalleşen dünya ile birlikte biri birilerine entegre olan finansal sistemlerde yaşanan değişimler doğal olarak geneli etkilemekte. Ancak bazı veriler vardır ki piyasalarda büyük dalgalanmalar meydana getirir. Küçük yatırımcı olarak nitelendirilenlerin  de bu verileri takip etmesi  Temel analiz açısından yeterli sayılabilir. Bu arada küçük yatırımcı kavramından kısaca söz edelim.  Küçük yatırımcı, bireysel olarak birikimleriyle yatırım yapanların geneline verilen isimdir.  Tanımdaki geneli ifade eden güruh ise tabi ki biziz. Büyük yatırımcılar daha çok fon yönetirler ve yapılan yatırımların miktarı oldukça fazladır. Şimdi bu verilerin bir kısmına bakalım. Temel analiz açısından göz önünde bulundurulması gereken ilk faktör Merkez Bankası kararlarıdır.  Özellikle faizlerde yapılan değişiklikler piyasada önemli ölçüde volatiliteye sebep olur.  Her ay açıklanan enflasyon verileri, ekonomi yönetiminin aldığı kararlar, ülkelerdeki siyasi istikrar, jeopolitik riskler Temel analiz açısından önemlidir. Tabi burada yazdıklarım Makro bazda ele alınan Temel analiz verilerdir.  Kapsamı biraz daraltıp olaya hisse veya endeks düzeyinde baktığımızda işin Mikro analiz kısmına geçmiş oluruz.  Burada bakmamız gerekenler  yatırım yapılacak sektörün büyüme hızı, hisse bazında geleceğe dönük yatırım kararları, KAP açıklamaları takip edilmesi gereken konular arasındadır. Tabi burada uzman görüşlerinden de faydalanmak önemli. Sonuçta hiçbirimiz finans uzmanı değiliz.  Düşüncelerimizle uzman yorumlarını harmanlayarak yapılacak bir Temel analiz daha sağlıklı bir sonuç verecektir. Artık Teknik analize geçme zamanımız geldi galiba. Teknik analiz, bazı göstergeler yardımıyla piyasaların yönü hakkında yorum yapmamızı sağlar.  Teknik analiz yapabilmek için bu göstergelerin ne işe yaradığını bilmek şart. Bunları öğrenmek için üniversite bitirmeye gerek yok. Bazı aracı kurumların ücretsiz webinarlarına katılarak veya bu göstergelerin videolarını sosyal medyadan izleyerek ne işe yaradığını öğrenebilirsiniz.  Ayrıca ilerleyen yazılarda bu göstergelerle ilgili bildiklerimi sizlere aktaracağım. Bu yazıyı da yeni bir serinin başlangıcı gibi düşünebilirsiniz.  Devam edelim.  Teknik analiz aslında bir grafik okuma yöntemidir.  Doğru yorumlar uzun veya kısa vadede güzel kazançlar sağlayabilir.  Şimdi bahsettiğim göstergelerin bazılarını sadece isimleriyle yazacağım.  Sadece isimleriyle yazmam gerekiyor, çünkü bunları görsellerle desteklemeden aktarmam çok zor. Hani derler ya; "kelimeler kifayetsiz kalır." diye. İşte öyle bir şey. Uzatmadan yazayım.  Teknik analizde popüler olan RSI, Stochastic, CCI, Moving Avarage, Bollinger bands gibi araçlar grafik üzerinde kullanılan göstergelerden bazılarıdır.  Bunların görevi ise bize alım ve satım sinyali vermesidir.  Teknik analiz, Temel analizden bağımsız olmamak kaydıyla çeşitli zaman aralıklarında yatırım stratejisi oluşturmamızı sağlar. Ancak sadece gösterge sinyallerine bakarak karar vermek yanlış olur. Çünkü hiçbir gösterge tamamen başarılı sinyal üretmez. Eğer öyle olsaydı. Şuan ben bu yazıyı yazmak yerine başka işlerle uğraşıyor olurdum. Evet. Teknik analiz ile ilgili genel bilgileri de böylece yazmış olduk. Özetleyecek olursak; Temel ve Teknik analiz yatırımların nereye yönlendirilmesi konusunda bizlere yardımcı olur ve yatırımların riskini azaltmak için en güvenilir alternatiflerden birisidir.  Sanırım borsa analizleri hakkında iyi bir başlangıç yaptık. Yazdığım gibi devamı da gelecek.  Bol kazançlı günlerde görüşmek üzere... 
Devamını Oku