Blogdayazar

12 Ekim 2015 Pazartesi

KPSS VİZYONU

KPSS
  Son yıllarda adı skandallarla anılsa da popülerliğinden hiçbir şey yitirmeyen KPSS milyonlarca adayın devlet kapısında iş bulma ümidi olmaya devam ediyor. Peki memurların çoğu halinden hiç memnun değil iken niçin bu kadar insan KPSS için uğraş veriyor hiç düşündünüz mü? KPSS ye olan bu rağbetin ilk nedeninin emekli olana kadar iş garantisi olduğu kanısındayım. KPSS ye bu kadar kafa yormak için haklı bir neden bence. Peki sizin nedeniniz hangisi? sabah 8, akşam 5 arası çalışmak, masa başı bir iş sahibi olmak veya devletin idari kadrolarında kariyer yapmak? nedenininiz ne olursa olsun kamu görevlisi olmayı istemek hepinizin hakkı. Ama sadece istemek yetmiyor tabi ki. Sınav hazırlığından tutunda atanmasına kadar zorlu bir süreci içinde barındıran KPSS nin artık Üniversite sınavından çok da farkı kalmadı. Hele bir de benim gibi Açık öğretim mezunu iseniz iş daha da zor hale geliyor. Okuduğumuz bölüm için kadro açılmadığı zaman KPSS tercih rehberinde hep "Herhangi bir lisans/ön lisans programından mezun olmak " koşulunu temsil eden kodu ümitsizce arıyor gözlerimiz. KPSS de atanma durumu biraz aldığımız puana, birazda şansımıza bağlı ancak yukarıda bahsettiğim sürecin çalışma kısmı tamamen bizim inisiyatifimizde. Benimde bu yazıyı yazma sebebimde bu. Ama önce değinmek istediğim başka bir konu var. Her geçen yıl KPSS ye giren aday sayısının artmasına paralel olarak sınav ekonomisinin de hacmi milyar liralara dayanmaya başladı. Önümüzde KPSS ye çalışmak için birçok alternatif mevcut. İşinin hakkını verenleri bir kenara koymakla beraber KPSS ye gireceklere "akıl" dışında hiçbir şey vermeyen akıllı setler, KPSS den her yıl onlarca 1. çıkardığını iddia edipte yayınladıkları testlerle cevap anahtarları dahi biri birini tutmayan dershaneler, binlerce yıllık mazimizi beğenmeyip kafasına göre tarihi yeniden yazanlar, Ege Bölgemizin meşhur Yunt Dağını Güney Doğu'ya taşıyıp Türkiye'nin fiziki Coğrafyasını değiştirenler, KPSS de hedefi 12'den vuracağınızı vaat edip karavanaya mahkum olanlar daha neler neler... bunların çoğunu görüyorum; gülüyorum, ama KPSS adaylarının umutlarının ve paralarının bu şekilde gasp edilmesine gerçekten üzülüyorum. Bilemiyorum belki sizde bu tür durumlarla karşı karşıya gelmişsinizdir. Eğer hatırlıyorsanız aşağıya firma ismi yazmadan yorum olarak ekleyebilirsiniz. Yazıyı okuyanlar da Biraz eğlenmiş olur. Neyse biz konumuza dönelim. Her ne kadar dijital bir dünyada da yaşasak gerek KPSS gerekse  diğer sınavlar için yazılı materyallere ihtiyacımız mutlaka olacaktır. Ancak KPSS de başarılı olabilmek için güvenilir kaynak ve doğru bir çalışma yöntemi şart. "Doğru çalışma yöntemi" bu cümle size tanıdık geldi mi? birçoklarının KPSS de başarının anahtarı olarak nitelendirip bizlere önerdiği matematik problemlerinden daha zor bir içeriğe sahip olan doğru çalışma yöntemleri. Ben de sizlere burada KPSS için diyet programına benzer bir çalışma planı öğütlemeyeceğim. Haddime de değil zaten. Yukarıda da söz ettiğim gibi yazıyı yazmaktaki amacım KPSS ye hazırlanırken bununla birlikte bir KPSS vizyonu oluşturabilmek. Uzun soluklu bir yapıya sahip olan KPSS vizyonunun ne anlama geldiğini aşağıda açıklayacağım. Belki yazının tamamını okuduğunuzda size saçma gelebilir;  hatta benden de nefret edebilirsiniz. Ancak uzun süredir KPSS de şansını zorlayan birisi olarak faydasını gördüğümü söyleyebilirim.
 
 

KPSS Vizyonu nedir?

   Öncelikle vizyon kelimesinin ne anlama geldiğini belirtmekte fayda var. Vizyon, belirli bir konu hakkında gelecekte ulaşılmak istenen hedefleri ifade eden bir kavramdır. Tabi ki vizyonu tanımlarken ulaşılmak istenen hedeflere erişebilmek için yapılması gerekenleri de tanımın içerisine dahil ederek kavramın çerçevesini genişletebiliriz. Benim geliştirmiş olduğum KPSS vizyonu ise belirli bir süreyi kapsayan ve bu süre zarfında girmiş olduğum KPSS lerde başarı çıtasını sürekli yükselterek belirlemiş olduğum sürenin sonunda hedeflediğim puanı alabilmek için uyguladığım stratejilerin bütünü diyebilirim. "Peki bu çılgınlığı niçin yaptın?" diye soracak olursanız hemen şunu belirteyim; eğer ilköğretim ve lise yıllarında KPSS Genel Kültür ve KPSS Genel Yetenek dersleri ile ilgili sağlam bir alt yapınız yoksa KPSS de başarılı olma şansınız önemli ölçüde azalıyor. Benimde KPSS dersleriyle ilgili durumum okul yıllarında pek iç açıcı değildi. Ayrıca okuduğum okuldan mezun olabilmem için önümde yarım dönem daha vardı. Anlayacağınız ilk KPSS tecrübem öncesinde iki cephede birden mücadele vermem gerekiyordu ve KPSS de başarılı olamayacağımın farkındaydım. KPSS de ilerisi için yatırım yapma fikrini bu şekilde oluşturmaya başladım. Ama nereden başlayacaktım? ilk olarak KPSS için kendime 85 puanı hedef olarak belirledim. Ve bu KPSS puanına ulaşabilmek için ön gördüğüm süre ise 3 yıl idi. Tabi bu 3 yıllık süre zarfında kendime ara hedefler koymayı da ihmal etmedim. Okulumun devam ettiği 1. yıl için 65, 2. yıl 75 ve 3. yıl ise 85 puan almayı amaçlayarak KPSS vizyonumun temelini oluşturdum. Ancak ilk yılın sonunda girdiğim KPSS den 85 puan alıp ta " Hayır kardeşim kendim için belirlediğim hedefler var tercih yapmıyorum " diyecek halimde yoktu. Şaka bir yana yaptığım KPSS planlamasında koymuş olduğum ara hedefler bana doğru yolda olup olmadığım konusunda net bir fikir verecekti. Buraya kadar olan kısım KPSS vizyonumun felsefe boyutuydu. Felsefe olayı tamamdı; ama lafla da peynir gemisi yürümüyordu. KPSS vizyonu için bir de eylem stratejisi geliştirmem gerektiğinin farkındaydım. Fakat önümde iki küçük sorun vardı: MATEMATİK ve GEOMETRİ. Sözelcilerin " Aynen " dediğini duyar gibiyim. KPSS Genel Yetenek Bölümünün soru bazında yarısını oluşturan bu iki KPSS dersi için ayrı bir strateji izleyecektim. Bunun için neler yaptığıma yazının ilerleyen kısmında değinirim. Kalan KPSS dersleri için ne gibi çalışmalar yaptığıma girmeden önce konuyu bağlamak adına şunu söylemek istiyorum. Düşünce tarzı olarak hayatın her alanında istatistiklere inanan bir insanım ve istatistiklerin özellikle gireceğimiz sınavlarda, sınav sonuçları hakkında aşağı yukarı bir fikir verdiği konusunda ısrarla savunduğum bir tezim var. Bu doğrultuda Matematik ve Geometri haricindeki diğer KPSS dersleri için kendime bir soru kotası belirledim. Hedefim her KPSS dersi için dönemin sonuna kadar 5000 soru çözmekti. Koyduğum kotaya ulaştığımda ise çözmüş olduğum 5000 sorunun rakamsal ifadesi bana her KPSS dersi için çıkartabileceğim net sayısı hakkında bir fikir verecekti. Bu benim için onlarca sayfa not tutup, ezber yapmaktan daha iyi bir opsiyondu. Matematik ve Geometri dersleri için ise fazla bir şey yapma imkanım ilk yıl yok gibi bir şeydi. Anacak ileri için bir çözüm yolu bulmuştum. Bu iki KPSS dersi için herhangi bir soru kotası koymadan mümkün olduğunca çok soru kalıbı üzerinde çalışarak ilk KPSS de hedeflediğim puanı yakalamak adına elimden geleni yapacaktım. Sonunda büyük gün gelip çatmıştı. Girmiş olduğum ilk KPSS den 69 puan alarak birinci yıl için belirlediğim puanın üzerine çıkmıştım. Ancak benim için daha önemli bir şey vardı. Tutmuş olduğum istatistiklerle KPSS de ders başına çıkardığım net sayısı arasındaki ilişkinin neticesi KPSS vizyonumun devam edip etmeyeceği konusunda bir karar almamı sağlayacaktı. Yapmış olduğum karşılaştırmaların sonuçları gayet çarpıcıydı. Yazıyı rakamlara boğup aklınızı karıştırmamak adına burada iki tanesine yer vermek istiyorum. Girmiş olduğum ilk KPSS de KPSS Genel Kültür Türkçe dersinden 14 net çıkarmıştım. İstatistiklerim ise bana KPSS Türkçe'den 12,4 net çıkarabileceğimi söylüyordu. KPSS Coğrafya'da ise tam isabeti yakalamıştım. KPSS Coğrafya netim 11; istatistiklerim ise 10,7'yi bulabileceğimi söylüyordu. Diğer KPSS derslerinde de benzer tutarlılıklar söz konusuydu. Doğru yolda olduğum konusunda inancım artmıştı. İkinci KPSS ye Temmuz'dan itibaren çalışmaya başlamıştım. Artık hedefler rakamsal olarak ciddi boyutlara ulaşmıştı. Bu yıl her KPSS dersi için kota 10.000 soru idi. Bileğini bükemediğim tek ders olan KPSS Matematik için farklı bir yol benimsedim. Soru kotası belirlemek yerine her konu hakkında 100 farklı soru kalıbını ezberleyecektim. Bunu yapmak zordu ve açıkçası işime de gelmiyordu, fakat istediğimi elde edebilmek için başka bir yol yoktu. İkinci KPSS den 76 puan aldım. Hedefi yine tutturmuştum ama benim için daha sevindirici olan şey ilk KPSS den 6 net  çıkarabildiğim KPSS Matematikten bu sınavda 13 net çıkarmış olmamdı. Ezber sıkıcıydı ancak işe yaramıştı. Artık KPSS planlamasında belirlediğim son hedefim olan 85 puan için gelecek yıl yine KPSS ye gireceğim. Benim KPSS hikayemin özeti bu. Bilemiyorum KPSS yi kazanabilmek için yıllara yayılmış bir strateji doğrultusunda çalışmak ne kadar mantıklı. Bu konuda yorumu sizlere bırakıyorum. Belki evlenecek, belki işsiz, belki de bir KPSS vizyonu oluşturacak kadar zamanınız yoktur. Böyle uzun soluklu bir planlama herkesin uğraşabileceği bir şey değil. Bu Yazıyı yazarken tek düşüncem KPSS ye girecek adaylara farklı bir şeyler sunmaktı. Yazdıklarımdan esinlenerek KPSS için farklı fikirler üreterek KPSS de başarılı olanlar olursa bu beni mutlu eder... umuyorum ki önümüzdeki yıl KPSS den istediğim puanı alır ve bu mutluluğu sizlerle burada paylaşırım. KPSS dönemi boyunca sınav ile ilgili yazılarıma devam edeceğim KPSS ye girecek herkese şimdiden bol şanslar. Hoşçakalın... Bogdayazar
Devamını Oku