Blogdayazar

29 Kasım 2017 Çarşamba

Trend Dönüş Formasyonları

Yeni bir Teknik analiz yazısıyla karşınızdayım. Bugün Üçgen, Bayrak,Flama, Takoz, Omuz Baş Omuz, ve Ters Omuz Baş Omuz formasyonlarıyla ilgili bazı bilgileri sizlere aktarmaya çalışacağım. Önce bu formasyonların ne anlama geldiği ile ilgili birkaç cümle yazmak istiyorum. Diğer yazılarımda da bahsettiğim gibi formasyonlar fiyatların yönü hakkında bazı veriler sunar. Yukarıda isimlerini yazdığım bu formasyonlar ise grafik üzerinde bazı şekiller oluşturarak fiyatların yönün değişebileceği konusunda sinyal üretebilirler. Tabi her zaman söylediğim gibi bu sinyaller tamamen başarı sağlamaz. Dolaysıyla formasyonlar sadece referans işlevi görür. Şimdi bu formasyonları başlıklar halinde inceleyelim.

Üçgen formasyonu


 Resimde Yükselen Üçgen formasyonunu görüyoruz. Peki nasıl oluşuyor?  hemen anlatayım. Yükselen Üçgen formasyonu  adından da anlaşılacağı üzere alıcılı piyasalarda görülür. fiyat belli bir direnci geçmekte zorlanır. Resimdeki kırmızı çizgi bunu ifade etmektedir. Diğer taraftan fiyatın destek bulduğu noktalar ise bir önceki desteğin üzerindedir. Buda siyah çizgi ile rahatlıkla görülebilir. Biz burada neye göre pozisyon açmalıyız? önemli olanda bu zaten. Şöyle ki üçgenin daralıp çizilen direnç çizgisinin kırılmasıyla beraber yeşil çizgi ile gösterilen yükseklik kadar fiyatın gideceği bir çok kaynakta geçer. Burada kırmızı çizginin üzerinde kapanış işleme girmek için uygundur. Ama benim görüşüm düzeltmenin başladığı noktada pozisyon kapatmanın uygun olacağıdır. Çünkü buralarda fake (Sahte) hareketler sıkça görülür. Bu da yeni yatırımcı açısından ciddi risk teşkil eder.


 Bahsedeceğim diğer Üçgen formasyonu ise Teknik analizde Alçalan Üçgen formasyonu olarak anılmaktadır.  Daha çok satıcıların ağırlıkta olduğu piyasalarda karşımıza çıkar. Burada fiyatlar belli bir desteği kırmakta zorlanır. Ayrıca fiyatlardaki tepeler bir önceki tepenin altında olmaktadır. Görseldeki kırmızı ve siyah çizgiler yine bunu ifade eder. Aynı Yükselen Üçgen formasyonunda olduğu gibi fiyatın desteği kırmasıyla birlikte yeşil çizgi ile belirttiğim üzere fiyatta bir geri çekilme yaşanır.











Bayrak ve Flama formasyonları


 Bu türdeki formasyon oluşumları genellikle yükseliş ve düşüş trendleri esnasında yaşanan sert hareketler sonrasında meydana gelir. Biz önce Bayrak formasyonunu ele alalım. Resimde bir yükseliş trendi mevcut. Fiyat yukarı yönlü bir atak yapmakta ve bu formasyonun sopa kısmını oluşturmakta. Bu agresif yükselişin sonunda hacmi daralan fiyat sıkışmaya başlar ve buda formasyonun bayrağını meydana getirir. Direnç kırıldığında Bayrak sopası yüksekliğinde bir yükseliş yaşanmakta. Düşüş trendlerinde de aynı mantıkla hareket edilebilir.


  Flama formasyonunu Bayrak formasyonunun bir türevi gibi düşünebilirsiniz. Aralarındaki fark ise Flama formasyonunun üçgen şeklinde olması. Yükseliş ve düşüş trendlerinde yaşanan fiyat hareketleri neticesinde sıkışan fiyat resimdeki gibi desteği kırmasıyla birlikte Flama sopası kadar bir düşüş yaşamıştır. 

Takoz formasyonları


 Takoz formasyonu Üçgen formasyonuna benzemekle birlikte daha çok bir kanal görüntüsü verir. Alçalan ve Yükselen Takoz olmak üzere iki çeşidi bulunmaktadır. Resimde alçalan Takoz formasyonunu görmektesiniz. Daha çok bir düzeltme hareketine benzese de sıkışan fiyat sert bir hareketin geleceğine işaret etmekte. Takoz formasyonunda hedef ise takozun boyu kadardır. 



 Yükselen Takoz yükseliş trendlerinin sonlarında görülür. Hacim ile fiyat arasında ters orantı söz konusudur. Resimdeki gibi yaşanan daralma neticesinde fiyatta sert bir geri çekilme yaşanmıştır. Yükselen Takozda da hedef  takoz boyu kadardır. 


Omuz-Baş-Omuz formasyonları



Bu formasyon türü yükseliş trendlerinin sonunda oluşur. Yapısı ise fiyatın hızlı bir şekilde yükselmesiyle başlar. Bu hareketin  düzeltmesi ilk omuzu oluşturur. Düzeltmenin sonunda yukarıya doğru atak yapan fiyat ilk tepenin üzerinde bir tepe meydana getirir. Buda formasyonun baş kısmını oluşturur. Yukarı yönlü hareketin geri çekilmesi genellikle ilk omuzun desteğinde son bulur. Son bir tepki yükselişi ve bunun düzeltmesi ikinci omuzu meydana getirir. Omuzların desteklerinden çizilen yatay çizgi ise boyun çizgisi olarak isimlendirilir. Boyun çizgisinin kırılmasıyla beraber baş ile boyun çizgisi arasındaki mesafe hedef olarak belirlenir. 




 Ters Omuz Baş Omuz (TOBO) düşüş trendlerinin sonlarında görülür. Oluşum şekli Omuz Baş Omuz (OBO) ile aynıdır. Boyun çizgisinin kırılmasıyla beraber baş ile boyun çizgisi arasındaki mesafe işlem hedefi olarak belirlenir. 

  Trend davam formasyonlarının bazılarını aktarmaya çalıştım. Bunlar dışında birçok formasyon türü kaynaklarda mevcut. Fakat en fazla kullanılanlar yukarıda yazdıklarım. Ayrıca şunu da eklemek istiyorum. Formasyonları grafik üzerinde yakalamak biraz zaman alabilir.  Tecrübe kazandıkça kolaylaştığını fark edeceksiniz. Son olarak formasyonlarında tamamen işlem başarısı sağlamadığını, pozisyon açarken Teknik ve Temel analiz verilerinin beraber kullanılması gerektiğini hatırlatarak yazımı bitiriyorum. Hoşçakalın.



Devamını Oku

26 Kasım 2017 Pazar

Sabırsız seni




 Bardaklar küçüldü, yarıya gelmeden taştılar. Dervişleri devşirdiler; her işin başındaydı görevden aldılar... ne bu yahu? otobüs şoförü yolcu döver, canı sıkılan biri birine söver. Herkeste bir gider. Yeter ALLAHIM yeter. Sabır kalmadı kimsede. "Sık dişini" derdi eskiler. Doğruyu söylemişler de biz bugünlerde başka bir şey sıkmakla meşgul oluyoruz. Sabır kıtlığının sebebini sormaya bile cesaret edemiyorum. Niye mi? asansörle, cep telefonuyla kavga edene bu soru sorulmaz. Sabırsızlığın birçok nedeni varda  bence her şeyden önce arpamız fazla gelmeye başladı. Meselenin özü bu. Çok kolay elde etmeye başladık istediklerimizi. Bu bizi şımartıyor. Burnumuz büyüyor, boyumuz uzuyor. Hal böyle olunca hayatta her şey istediğimiz gibi olacak sanıyoruz. Daha doğrusu beynimiz bunu böyle kabul ediyor. Aksi bir durumda hemen isyana bağlıyoruz. Sabır etmek aklımızın ucundan bile geçmiyor. Oysa böyle yetişmedik. Hatırlar mısınız karne haftası gelecek hediyeleri nasılda beklerdik? ya bayramlıklar? kirlenmesin diye o güne kadar giyilmezdi. Sabır küçüklükten öğretilirdi bize. Zamanla her şey değişti. Ne sabrın adı kaldı ne elimizdekinin tadı. Her gün karşımıza çıkıyor ya "Hemen al" "Şimdi kaydol" "Tıkla gir" sabır kalmaz tabi. Kalmayınca da eşimizi, işimizi ve sevdiklerimizi en sonunda kendimizi kaybediyoruz. Yunus gibi çile haneye girme şansımız yok. Devam ettirmemiz gereken bir hayat var. Benim da sizlere bir önerim var. Saçma gelebilir belki yinede paylaşacağım. Yukarıda yazmıştım istediklerimizi çok kolay elde ediyoruz diye. Sabırlı olmak için hayatı  biraz zorlaştırsak sonuca ulaşır mıyız? telefonlardan başlayalım önce. Üç gün boyunca el sürmeyelim. Sabredebilir miyiz? yapana helal olsun. Ya en sevdiği diziden bir haftalığına vazgeçebilecek olan var mı? zor. Büyük sabır lazım. İşe otobüsle gitmek isteyenler? evin önünde arslan gibi arabayı terk edecek babayiğitler çıkar belki. Faturaları internet yerine banka şubesine giderek yatırmak nasıl olurdu. Kuyruk varsa tam bir nefis mücadelesi... aslında ne kadar  kolaymış hayatlar. Ben size zorluk çıkardım kusura bakmayın. Sabır gerektiren işler bunlar. Neyse sabırla yazının en sevdiğim yerine geldim. Sözün özü şu. İmtihan dünyasındayız sonuçta. Yaşadığımız her olayın mutlaka bir sebebi var. Bunun için yaşadıklarımızın bir sebebi mevcutsa sonucu da sabır olmalı. Akıl, sevgi, öfke ve diğer duygular gibi sabır da yaradan tarafından insana verilen güzel bir haslet. Onuda kullanmak gerek. Nede olsa sabrın sonu selamet. Kalın sağlıcakla...
Devamını Oku

23 Kasım 2017 Perşembe

Destek ve Dirençler




Destek ve Direnç kavramları bütün yatırım araçlarında vazgeçilmez bir unsur olarak karşımıza çıkar. Fiyat hareketlerinin tahmini konusunda Destek ve Dirençler önemli bir referans kaynağıdır. Bu yazıda Destek, Dirençlerin Teknik analizde nasıl kullanıldığını kapsamlı şekilde paylaşacağım.




 Öncelikle Destek nedir? bunu açıklayalım. Destek, fiyatlardaki düşüşün durmasının beklendiği noktalar olarak tanımlanabilir. Yani fiyatın aşağı geldiği son noktadır. Örnek resimde görüldüğü üzere bir düşüş trendinin sonunda fiyat kendine destek bulmuş ve yeniden yükselişe geçmiş. Ayrıca grafiğin ilerleyen bölümlerinde fiyat  desteği kırarak daha aşağıda yeni bir destek oluşturmuş ve bu  seviyeleri test etmiştir. Yeni destek şekildeki gibi iki kez denenmesine rağmen kırılmayıp fiyat yükselişe geçmiştir. Bizler Teknik analizde buna Kuvvetli Destek diyoruz. Eğer fiyat Kuvvetli Destek noktalarından tepki görmüşse alış yönlü pozisyon açmak için uygun olarak kabul edilir. Destek noktalarının kırılması ise fiyatların hızlı bir şekilde aşağıya gideceğinin sinyali olarak değerlendirilir. 




 Direnç ise fiyattaki yükselişin sonlandığı nokta olarak değerlendirilir. Direnç yükselen fiyatın tepki gördüğü yerdir. Yukarıdaki resimde görüldüğü üzere Destekte olduğu gibi Direncin belli  bir seviyeyi test ettiği ancak kıramayıp düşüşe geçtiğini görmekteyiz. Aşağıda kendine bir Destek bulan fiyat yükselerek Direnç bölgelerini yeniden test ediyor. Ancak fiyat yine bu bölgeyi geçemeyerek düşüşe geçiyor. Buna da Teknik analizde Kuvvetli Direnç denmekte. Direnç seviyelerinin kırılması durumunda fiyatın hızla yukarıya gideceği beklentisi oluşur ve alım için uygun bölgelerdir. Burada şunu belirtmeliyim. Destek ve Dirençlerde oluşan kırılma ve tepkiler sadece piyasa beklentisi oluşturur. Buralarda işleme girmek her zaman kar elde edileceği anlamına gelmez. Eğer işleme girilecekse diğer Teknik ve Temel analiz verilerinin gözden geçirilmesi gerekir. 


 Son olarak Destek, Direnç dönüşümlerinden bahsetmek istiyorum. Her Destek aynı zamanda bir Direnç; her Dirençte bir Destek olabilir. Tıpkı resimde olduğu gibi. Soldan sağa doğru grafiği inceleyelim. Bir düşüş trendinin sonunda Destek bulan fiyat belli bir yükselişin sonunda  Desteğinide kırarak daha aşağıda yeni bir Destek noktası oluşturmuş. Yeni Destek noktasında yükselişe geçen fiyatımız bir önceki Desteğin olduğu bölgede satış baskısıyla karşılaşıp düşüşe geçmiştir. Yani Destek noktası bir Direnç olarak karşımıza çıkmıştır. 



 Bu görselde de düşüşten sonra Destek bulan fiyat, yükselişin sonunda Direnç oluşturmuş, aşağı yönlü düzeltmesini tamamladıktan sonra yükselmiş Direnç bölgesini kırarak yeni bir Direnç oluşturmuştur. Fakat burada tutunamayan fiyat eski Direnç bölgesine doğru çekilmiştir. Bu da Direncin Desteğe dönüşmesine bir örnek teşkil etmekte. Özetleyecek olursak; Destek düşüşlerin, Direnç ise yükselişlerin yavaşladığı veya sonlandığı bölgeleri gösteren Teknik analiz araçlarıdır. Borsa, Foreks, Emtia, ve diğer Yatırım araçalarında farklı kullanımlarının olduğunu görsek de temel mantık aynıdır. Destek ve Dirençlerle ilgili yazacaklarım bu kadar. Bol kazançlı günlerde görüşmek üzere...









Devamını Oku

20 Kasım 2017 Pazartesi

Yerli malı Yurdun malı



 İlkokul yıllarında yerli malı haftasını herkes kutlamıştır. Bende o talihli neslin son temsilcilerinden biriyim.  Güzeldi yerli malı haftası hem yerli olması hem de lezzet bakımından. Gerçi getirilen muzların üzerinde hep yabancı etiket bulunurdu ama adı "muz" olduğu için o da yerli yani bizdendi.  Canım o dönemde ihracat hamlesi yeni başlamış, özelleştirmeler hız kazanmış kısaca memleket yeni yeni ayağa kalkmaya çalışıyor muz ihtal olmuş çok mu? değil. Fazla ekonomiye girmeyelim, anlatmak istediğim şey başka. Ne mi anlatacağım? yerli arabayı tabiki de.  Duyduğumda sevinmiştim yerli araba konusuna. Devrimin hazin hikayesini mutlu sona ulaştıracak bir projeydi bu. Yada bir ülkenin " bu işte bende varım"  diye haykırışı... ne derseniz deyin güzel olacak bence.  İki, üç sene içinde göreceğiz yerli arabayı. Piyasaya çıkınca alır mıyız? alırız alırız. Hele yürümeye başlasın bizim oğlan.  Yolda görünce gururumuz okşanır, yabancı nasıl oldu? diye şaşırır. Olsun kullanmaya başlayınca onlar da alışır.  Peki bu yiğide hangi isim yakışır? en çok merak ettiğim konu bu. Siz ne olsun isterdiniz? akıl akıldan üstündür. Bir düşünün bakalım. Ya logosu? kolay değil öyle, kafa yormak gerek.  Birde ayağımızı yerden kesecek reklam. Yürü be aslanım! kim tutar seni? olacak olacak hemde çok güzel olacak. Dünya markalarına kafa tutacak yerli araba. Elektrikli olması da önemli. Duydunuz mu bilmiyorum birçok ülke benzinli araçların kullanımını kısıtlamaya başladı.  Buda yerli araba için bir fırsat. İç piyasada şimdiden talep patlaması var. Var da mühim olan deplasmanda başarılı olmak. Bunun içinde büyük bütçeli tanıtımlara ihtiyaç var. Keskin virajlar, uçurumu yollar bizi beklemekte. Zor gibi görünüyor. Ama biliriz ki biz zoru severiz. Dışarıya da ihraç ederiz. Her şeyi hallettik galiba. Hayır son bir şey daha var. Sonuçta yerli araba üretiyoruz ancak Türkiye'de satılacak araçlar için bize özel bir şeyler yapılsa fena mı olur? mesela arabanın navigasyonunu açtığımızda günlük dille yol tarifi yapsa? "baba! camiyi dönünce hemen solda..." dermiş birde. Hızlı gidince "Acele giden ecele gider hemşerim, ağır ol biraz..."  diye uyarsa. İç kaplamasında el işi örtülerin benzeri desenler de olabilir. Bunlar bana ait fanteziler. Belki bunun için bir anket yapılır. Olsun artık birşeyler.  Araba üretiyoruz kolay mı?  ve geldik sonuca. Yıllarca başkalarının ürettiğini yedik, giydik ve kullandık. Bu bizim suçumuz değil tabi. Onların zihnimize kazıdığı marka çılgınlığının ve üretimden uzak kalmışlığın sonucu. Şimdi devir değişti. Sıra bizde. Artık ihracatta  güzel işler yapıyoruz. Bize yakışan da bu zaten. Yerli araba üretmek ise ithalattan çok öte bir şey. Prestij meselesi. Bir güç gösterisi bu. Onun için destek şart.  Kısacası, yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı... hoşçakalın.

Devamını Oku

16 Kasım 2017 Perşembe

Trendler

 Bugünkü teknik analiz konumuz başlıktada yazdığım gibi trendler olacak. Trendin basit bir tanımını Yapacak olursak, trend fiyatlarda oluşan Yükseliş ve düşüşlerin takibi ve bunların gücü hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlayan Teknik analiz yöntemidir. (Trend is your friend) "Trend dostundur" cümlesini konuyla ilgili araştırma yaptığımızda sıkça görmemiz mümkündür. Bunu biraz açalım. Trend takipçiliği, Borsa, Foreks ve diğer yatırım araçlarında çoğunlukla uygulanan bir stratejidir ve yerinde alınan kararlar iyi kazançlar elde etmemize sebep olur. Trendin bizimle olan dostluğu buradan gelir. Bu açıdan bakıldığında trend kavramını iyi bilmek gerekir. Şimdi trendin özelliklerine bakalım.


 Trend ile ilgili bilmemiz gereken ilk konu hiçbir trend'in başlangıcından itibaren yakalamamızın mümkün olmayacağıdır. Çünkü fiyat hareketleri, indikatörler ve benzeri teknik analiz araçları trend olgunlaştıktan sonra bunu tespit edebilir. Trendler üç kısımda incelenir. Bunlar düşüş, Yükseliş ve yatay trenddir. Yukarıdaki resimde bir düşüş trendini görmekteyiz. Resimde düşüş trendi devam ederken aksi yönde hareketlerin olduğunu da görmek mümkün. Bu hareketlere teknik analizde düzeltme hareketi denmektedir. Düzeltme hareketi ana trendi değiştirmedikçe yeni bir trendin varlığından söz edilemez. Düzeltme hareketinin nereye kadar süreceğini tahmini olarak gösteren Fibonacci gibi teknik analiz araçları mevcuttur. Bunlarla ilgili daha sonra ayrıntılı bir biçimde yazılarım olacak.




İkinci resimde yükseliş trendi var. Düşüş trendinde olduğu gibi burada da düzeltme hareketleri mevcut. Burada önemli bir noktaya değinmekte fayda var. Gerek düşüş gerekse yükseliş trendlerinde trende karşı işlem açmak oldukça risklidir. Bu yüzden düzeltme hareketlerinin cazibesine kapılmamak gerekir.

 Bu resimde de yatay trend görülmekte. yatay trend genellikle işlem hacmi az sığ piyasalarda görülür. Piyasa oyuncuları burada "kar gör kapat" taktiğini uygular. Ben ise piyasaya gireceksem "Bollinger" bandının kopmasını beklerim. Tabi bu bir tavsiye değil onu da ekleyeyim. Burada asıl sorulması gereken soru şu. Biz trend takibini nasıl yapacağız? birde buna bakalım.



 Örnek olarak yukarıdaki yükseliş trendini ele alalım. trend takibini Teknik analizde kullanmanın en basit yolu trend çizgilerini kullanmaktır. Resimde iki tane trend çizgisi mevcut. Kırmızı çizgi trend destekleri, siyah çizgi ise trend dirençleri olarak düşünülebilir. Mavi oval şekiller alım yapılabilir noktaları göstermekte. Mor renkli ovaller ise eğer trend tersine işlem yapılıyorsa satış bölgelerini gösteriyor. Özetle, trendin altındaki çizgiye değen kısımlar alış, üst çizgiye değen kısımlar satış için uygun bölgelerdir. Tabi bu trend takibinin en kolay yolu. İlerleyen yazılarda trend takibinin biraz daha profesyonel kullanımını da paylaşacağım. Şimdilik benden bu kadar. Hoşçakalın. 


Devamını Oku

13 Kasım 2017 Pazartesi

Tuhaf Mevsim

 Bugün on bir Kasım. Dışarıda diz boyu kar görmeye alıştığımız günlerden çok uzaktayız. Hava sıcaklığı yaklaşık on derece. Radyodaki habere göre sıcaklıkların bir süre daha bu şekilde devam edeceği söyleniyor. Uzun zamandır yaptığım çağrılara hiçbir cevap alamadım... şaka şaka havalar iyi gidince bilim kurgu filmlerinden sahneler gözümde canlanıyor. Gerçeklik payı var mı?  var. Onu sonra yazarım. Evet Kasım ayındayız ve hala hava güzel buralarda. Kış görmedik Ondan mıdır bilmiyorum ama kendimi oldukça enerjik hissediyorum. Bu mevsimde Güneşi görmek güzel. Sizce de öyle mi? Yoksa her şey yerinde güzel diyenlerden misiniz? tercihler kişiye özeldir ama bir şeylerin değiştiği kesin. Kısa süre önce gazetede gördüğüm "Eylül artık yaz ayı" başlıklı yazı bunu doğrular nitelikte. Sonuçta küresel ısınma kendini iyiden iyiye hissettiriyor. Yani o bol afetli filmleri başlangıç sahnelerini yaşıyoruz.  Sadece mevsimler değil böcek türlerinin önemli ölçüde azalması, şiddetli depremler ve benzeri birçok olay sonun başlangıcını bize haber vermekte. Kısacası dengeyi bozduk. Dünyada insanlara bozulduğunu gösteriyor. Tuhaf mevsimlere alışmamız gerekiyor galiba. Hayatımızda bir takım değişikliklere gitmek gerekiyor. Mesela, Yazlıkları hemen bavula koymamak gibi. Dışarı çıkarken önce havaya bakmakta lazım. Aniden durum değişebilir.  Özetle mevsime değil güne uyacağız artık. Bu durum düzelir mi? bence düzelse de Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Çünkü yaratılan her şeyin olduğu gibi mevsimlerinde doğallığını ve estetiğini birebir yakalamak insanın yapabileceği bir şey değil. İçinizi kararttım.  Birazda güzel şeylerden bahsedelim. Kar ve soğuk yok ama yılbaşı mevsimden etkilenmedi. Yeni bir yıla adım adım yaklaşmaktayız. Diliyorum ki yeni yıla girerken alıştığımız kartpostallık manzaraları da görürüz. Bu herkes için güzel bir haber olur. Şimdilik benden bu kadar. Dışarısının soğuk ve karlı, yüreğinizin sımsıcak olması dileğiyle... 
Devamını Oku

9 Kasım 2017 Perşembe

Teknik analiz

Borsa analizleri yazımda bahsettiğim Teknik analiz eğitimi serisinin ilk yazısını bugün sizlerle paylaşıyorum.Konuya girmeden önce Teknik analiz in ne olduğunu tekrar hatırlatmakta fayda var. Teknik analiz, en basit tanımıyla bir grafik okuma yöntemidir. Peki hangi grafikleri okuyacağız? Bu gün Türkiye'de ve dünyada çağunlukla kullanılan  Meta Trader 4 (MT4) işlem platformundaki grafikler bize yol gösterecek ve biz onları okumaya çalışacağız. (MT4) işlem platformunda üç çeşit grafik bulunmakta. Bunlar çizgi, bar ve mum grafikleridir. Teknik analiz bakımından en uygun olan mum grafikleri olduğu için yazıda sadece bunu anlatacağım.


Teknik analiz
 Yukarıda gördüğünüz resim mum grafiğinin işlem platformundaki görünüşü. Mum grafiklerinde genellikle fiyatın düşüşünü gösteren mumlar kırmızı, yükselişi ifade eden mumlar yeşil olarak gösterilmekle birlikte Siyah-Beyaz mum grafiği de kullanılır. Önce yükseliş mumunu ele alalım. Mumun yukarısına kadar yükselen çizgi kuyruk olarak isimlendirilir. Kuyruk mumun oluştuğu andan itibaren ulaştığı en yüksek fiyatı ifade eder. Kapanış fiyatı mum kapanışında oluşan fiyatı, açılış fiyatı mumun oluşmaya başladığı andaki fiyatı gösterir. Düşüş mumunun mantığı da aynıdır. Buradaki her mumun bir anlamı mevcut. Bunlara Teknik analiz mum formasyonları adı verilmekte. Bazı mum formasyonları vardır ki bize fiyatların yönü konusunda önemli bilgiler verir. İnternete baktığımızda yüzlerce farklı mum formasyonu karşımıza çıkacaktır. Teknik analizde önem arz eden bazılarını sayacak olursak;


Teknik analiz
 Resimde görülen marubozu kuyruksuz bir yapıya sahip olmasıyla  dikkat çeker. Bu formasyonun görülmesi mumun rengine göre güçlü bir düşüş ve yükseliş olduğunu ifade eder.


Teknik analiz
 Doji adı verilen bu formasyon piyasada alıcılar ve satıcılar arasında bir karasızlık durumunda sıklıkla görülür. Trend sonlarındaki düşüş ve yükseliş durumuna göre akşam ve sabah doji yıldızı olarak ta adlandırılır.


Teknik analiz
 Yusufçuk doji yine trend sonlarında görülmekle birlikte trend dönüş sinyali olarak değerlendirilir.

 Yukarıda yazdığım gibi bunlara benzer çok sayıda mum formasyonu mevcut. Ancak Teknik analiz nasıl yapılır sorusunu cevaplamak için sadece mum formasyonlarını bilmek yeterli değil. Daha yazacağım birçok Teknik analiz yöntemi var. Son olarak şunu eklemek istiyorum. Teknik analiz sadece fiyatların yönü için bir tahmin aracıdır. Yatırımlar için Teknik ve Temel analiz verilerinin birlikte kullanılması gerektiğini bir kez daha hatırlatmakta fayda var. Buda nasıl yatırım yapılır diyenler için özet niteliğinde bir cevap oldu galiba. Sonraki yazılarda görüşmek üzere...

Devamını Oku

6 Kasım 2017 Pazartesi

Finansal okuryazarlık üzerine...

"Borsanın dokuz aylık aralıksız yükselişine kayıtsız kalan yatırımcı zirvede alım yaptı..." geçenlerde gördüğüm bir haberin küçük bir bölümü. Zirvede alırsan birileri satar sende çakılırsın. Bu işin kanunu bu. Sonra sen zararına satarsın bugün olduğu gibi yine birileri alır, pişman olduğunla kalırsın. Şu borsayı bir anlayamadık gitti. Yabancı gidiyor Mersin'e biz gidiyoruz tersine... bunların bizden ne fazlası var acaba? anlatayım. Yabancı okuyor, analiz yapıyor nerede girip nerede çıkacağını biliyor.  Ya biz? ya tutarsa? bunun için finansal okuryazarlık üzerine yazmak istedim. Gazetelerin ekonomi sayfalarını okuyun, ekonomi kanallarını takip edin diyerek kestirip atmaya gerek yok. Takip etseniz de "paranın" nasıl döndüğünü bilmeden bir şey yapmanız mümkün değil. Benim anlatmak istediğim konu "uyanık olmak" bunu kötü anlamda söylemiyorum. Ekonomik gelişmeler ve bunların yansımalarını değerlendirmenin finansal okuryazarlık alanında bize birşeyler katabileceğini düşünüyorum. Birkaç tane örnek verelim. orta vadeli program (OVP) açıklandığında bunun finansal piyasalara nasıl etki ettiğini görebildik mi? gündemde olan sadece Motorlu Taşıtlar Vergisiydi. Halbuki Kurumlar Vergisindeki artış ve bankacılık sektörüne getirilen ek yüklerin borsaya ciddi derecede etkisi oldu. Daha kolay bir örnek vereyim. Kuzey Irak'ta yakın zamanda yaşanan gelişmeler. Referandum olayını bilmeyen yoktur herhalde. Referandum sonrası gerilen siyasi ortam doğal olarak borsaya yansıdı. Borsanın psikolojik sınır olarak kabul edilen yüzbin seviyesinin altında ineceği konuşuluyordu. Dövizdeki sert yükselişde bunu teyit eder nitelikteydi. Ancak IMF in Türkiye için büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etmesi rüzgarı bir anda tersine çevirdi. Tabi bunu ne anlama geldiğini bilenler şuan fırsatı paraya çevirmiş vaziyette. Daha yıl içerisinde gerçekleşen satın alma birleşmeleri, sermaye artışlarını, Türkiye-AB ilişkilerinde yaşananları yazmıyorum. Finansal okuryazarlık gerektiren konulardan bazıları bunlar. Hepsini görüyoruz ama yorumlama konusunda sıkıntı var. Benim de Finansal okur yazarlıktan kastım bu. Görmek, incelemek ve yorumlayabilmek. Finansal okuryazarlık adına yapılması gereken üç şey bence. Bir anda Finans uzmanı olmak mümkün değil tabi. Adım adım temeli attıktan sonra Hele ki bu işten gelir elde etmeye başlandığında gerisi kendiliğinden gelir. Yukarıda yazdığım habere geri dönecek olursak; yazılanlar sadece bugüne özgü olaylar değil. Maalesef yabancı yatırımcı borsada kazanırken Türk yatırımcısı küçük bir azınlık dışında zarar ediyor. Buda "borsaya giren batar" gibi bir anlayışın yerleşmesine sebep oluyor. Ayakkabı boyacısının "çimentoya Yatırım yap!" taksi şoförünün "Zimbabwe doları al!" gibi tavsiyeleri bizim finansal okuryazarlık anlayışımızı çok güzel özetlemekte. Finans sektörünün Hayatın her alanında etkisini arttırdığı bir dönemden geçmekteyiz. Bu yüzden finansal okuryazarlık üzerinde durulması gereken bir konu. Çünkü parayı anlayan dünyayı anlar... hoşçakalın. 
Devamını Oku

1 Kasım 2017 Çarşamba

Çayın hikayesi


 Başlarım nescafesinden., lattesine... ben çay severim. çay ile doğdum çayla büyüdüm çayımı içip öyle öleceğim. Her gün demlerim bardak bardak içerim. Soğunu tercih etmem, sıcak ve taze olsun isterim. Çay benim, çaydanlık benim; üstüme gelmeyin çay demlerim. Deli miyim neyim? hayır hayır  çay tiriyakisiyim. Bugün çayın izini süreceğim...  Hadi biraz felsefe yapalım. Çay sadece bir içecek mi yoksa "çay" dan öte anlamları var mıdır? sevmeyenler için fazla bir şey ifade etmediği söylenebilir, ancak kültürümüzde önemli bir yere sahip olan çayın "çay"dan daha derin anlamları olduğu bir gerçek. Her çayın bir hikayesi var yani. Her dem farklı bir mana. Öyle ya Sabahları  çaycının askısında duble çaylar. Belli esnaf kahvaltıyı dükkanda yapacak. Hele birde sıcacık börek varsa yanında... Her gün böyle başlar bizim memlekette... sade esnaf mı var canım? ya kahvedeki ihtiyarlar? spor, siyaset, ekonomi... muhabbet gibi koyudur çaylar. Büyüdükçe sohbete katılanlar "gelsin çaylar!" Oda çaycının rızkı işte.  Gün başlıyor. Mahalleyi güzel bir koku sardı. hanımlar mesaiye başladı galiba. Masanın üzeri donatılmış, çay bardakları hazır. Altında cam tabaklar... misafir gelecek kesin. Pazarı da gezelim azıcık. Hava soğuk. Tenekeden yanan odunlar, buz kesilmiş eller... çay yetişti imdada bir yudumda ısındı yürekler. Bana da ısmarladığınız için teşekkürler. Hadi size hayırlı işler. Birde emekçinin yanına gidelim. Duman kaplamış etrafı. Zil çalıyor!  soluklanmaya çıkmış işçiler.  İşler hızlı gibi. "iş olsun da hızlı olsun" der gözler. Doldur be kardeşim molada çay iyi gider.  Gezerken öğleyi yaptık. Yemekten dönüş başladı. Memur saatini bilir, bir buçukta mesai başlayacak!  yemeği de fazla kaçırdık birazdan uyku bastıracak. Merak etme Ahmet Bey! seni bu dertten çay kurtaracak. Demli olsun uykuyu açar. Ne mübareksin be çay! bürokrasinin bile dermanısın. Cansın. En keyifli arkadaşsın. O kadar bizdensin ki adamın çayına kattığı şekerden memleketini çıkarırsın.  Kıtlama yapana nerelisin diye sorulmaz, ehli bilir; soğuk suyla demlenen çay kolay kolay bozulmaz. Porselende demelenen çayın tadına doyum olmaz. Çayın hikayesi yaz yaz bitmez... Kim bilir ne maceraları var bilmediğimiz. Belki uzaklarda, belki de çay kaşığının ucunda. Ben gördüğümü, duyduğumu yazdım. Neyse, bayağı yorulduk çayın peşinden koşarken, şuraya oturalım.  Usta! bana bir çay. Her istediğimde yanımda.  Ey kadim dostum çay! şu yorgunluğumada bir el at. İki yudumda kendime geldim. Hadi yavaş yavaş  gidelim. Günü devirdik, söylenmesi gerekenleri söyledik. Bir de eve atsak kendimizi... nihayet geldik. Ev sıcak, ev neşeli... yemeği yiyince bir çay demlemeli.  Yemekten sonra ne izlemeli? zor soru. Benim için farketmez, ancak çayın yanında çekirdek olmalı. Güzeldi film sevenler kavuştu sonunda. Ben yatıyorum artık, çayın altını kapatmayı unutma... hoşçakalın.
Devamını Oku