Blogdayazar

12 Ekim 2015 Pazartesi

KPSS VİZYONU

KPSS
  Son yıllarda adı skandallarla anılsa da popülerliğinden hiçbir şey yitirmeyen KPSS milyonlarca adayın devlet kapısında iş bulma ümidi olmaya devam ediyor. Peki memurların çoğu halinden hiç memnun değil iken niçin bu kadar insan KPSS için uğraş veriyor hiç düşündünüz mü? KPSS ye olan bu rağbetin ilk nedeninin emekli olana kadar iş garantisi olduğu kanısındayım. KPSS ye bu kadar kafa yormak için haklı bir neden bence. Peki sizin nedeniniz hangisi? sabah 8, akşam 5 arası çalışmak, masa başı bir iş sahibi olmak veya devletin idari kadrolarında kariyer yapmak? nedenininiz ne olursa olsun kamu görevlisi olmayı istemek hepinizin hakkı. Ama sadece istemek yetmiyor tabi ki. Sınav hazırlığından tutunda atanmasına kadar zorlu bir süreci içinde barındıran KPSS nin artık Üniversite sınavından çok da farkı kalmadı. Hele bir de benim gibi Açık öğretim mezunu iseniz iş daha da zor hale geliyor. Okuduğumuz bölüm için kadro açılmadığı zaman KPSS tercih rehberinde hep "Herhangi bir lisans/ön lisans programından mezun olmak " koşulunu temsil eden kodu ümitsizce arıyor gözlerimiz. KPSS de atanma durumu biraz aldığımız puana, birazda şansımıza bağlı ancak yukarıda bahsettiğim sürecin çalışma kısmı tamamen bizim inisiyatifimizde. Benimde bu yazıyı yazma sebebimde bu. Ama önce değinmek istediğim başka bir konu var. Her geçen yıl KPSS ye giren aday sayısının artmasına paralel olarak sınav ekonomisinin de hacmi milyar liralara dayanmaya başladı. Önümüzde KPSS ye çalışmak için birçok alternatif mevcut. İşinin hakkını verenleri bir kenara koymakla beraber KPSS ye gireceklere "akıl" dışında hiçbir şey vermeyen akıllı setler, KPSS den her yıl onlarca 1. çıkardığını iddia edipte yayınladıkları testlerle cevap anahtarları dahi biri birini tutmayan dershaneler, binlerce yıllık mazimizi beğenmeyip kafasına göre tarihi yeniden yazanlar, Ege Bölgemizin meşhur Yunt Dağını Güney Doğu'ya taşıyıp Türkiye'nin fiziki Coğrafyasını değiştirenler, KPSS de hedefi 12'den vuracağınızı vaat edip karavanaya mahkum olanlar daha neler neler... bunların çoğunu görüyorum; gülüyorum, ama KPSS adaylarının umutlarının ve paralarının bu şekilde gasp edilmesine gerçekten üzülüyorum. Bilemiyorum belki sizde bu tür durumlarla karşı karşıya gelmişsinizdir. Eğer hatırlıyorsanız aşağıya firma ismi yazmadan yorum olarak ekleyebilirsiniz. Yazıyı okuyanlar da Biraz eğlenmiş olur. Neyse biz konumuza dönelim. Her ne kadar dijital bir dünyada da yaşasak gerek KPSS gerekse  diğer sınavlar için yazılı materyallere ihtiyacımız mutlaka olacaktır. Ancak KPSS de başarılı olabilmek için güvenilir kaynak ve doğru bir çalışma yöntemi şart. "Doğru çalışma yöntemi" bu cümle size tanıdık geldi mi? birçoklarının KPSS de başarının anahtarı olarak nitelendirip bizlere önerdiği matematik problemlerinden daha zor bir içeriğe sahip olan doğru çalışma yöntemleri. Ben de sizlere burada KPSS için diyet programına benzer bir çalışma planı öğütlemeyeceğim. Haddime de değil zaten. Yukarıda da söz ettiğim gibi yazıyı yazmaktaki amacım KPSS ye hazırlanırken bununla birlikte bir KPSS vizyonu oluşturabilmek. Uzun soluklu bir yapıya sahip olan KPSS vizyonunun ne anlama geldiğini aşağıda açıklayacağım. Belki yazının tamamını okuduğunuzda size saçma gelebilir;  hatta benden de nefret edebilirsiniz. Ancak uzun süredir KPSS de şansını zorlayan birisi olarak faydasını gördüğümü söyleyebilirim.
 
 

KPSS Vizyonu nedir?

   Öncelikle vizyon kelimesinin ne anlama geldiğini belirtmekte fayda var. Vizyon, belirli bir konu hakkında gelecekte ulaşılmak istenen hedefleri ifade eden bir kavramdır. Tabi ki vizyonu tanımlarken ulaşılmak istenen hedeflere erişebilmek için yapılması gerekenleri de tanımın içerisine dahil ederek kavramın çerçevesini genişletebiliriz. Benim geliştirmiş olduğum KPSS vizyonu ise belirli bir süreyi kapsayan ve bu süre zarfında girmiş olduğum KPSS lerde başarı çıtasını sürekli yükselterek belirlemiş olduğum sürenin sonunda hedeflediğim puanı alabilmek için uyguladığım stratejilerin bütünü diyebilirim. "Peki bu çılgınlığı niçin yaptın?" diye soracak olursanız hemen şunu belirteyim; eğer ilköğretim ve lise yıllarında KPSS Genel Kültür ve KPSS Genel Yetenek dersleri ile ilgili sağlam bir alt yapınız yoksa KPSS de başarılı olma şansınız önemli ölçüde azalıyor. Benimde KPSS dersleriyle ilgili durumum okul yıllarında pek iç açıcı değildi. Ayrıca okuduğum okuldan mezun olabilmem için önümde yarım dönem daha vardı. Anlayacağınız ilk KPSS tecrübem öncesinde iki cephede birden mücadele vermem gerekiyordu ve KPSS de başarılı olamayacağımın farkındaydım. KPSS de ilerisi için yatırım yapma fikrini bu şekilde oluşturmaya başladım. Ama nereden başlayacaktım? ilk olarak KPSS için kendime 85 puanı hedef olarak belirledim. Ve bu KPSS puanına ulaşabilmek için ön gördüğüm süre ise 3 yıl idi. Tabi bu 3 yıllık süre zarfında kendime ara hedefler koymayı da ihmal etmedim. Okulumun devam ettiği 1. yıl için 65, 2. yıl 75 ve 3. yıl ise 85 puan almayı amaçlayarak KPSS vizyonumun temelini oluşturdum. Ancak ilk yılın sonunda girdiğim KPSS den 85 puan alıp ta " Hayır kardeşim kendim için belirlediğim hedefler var tercih yapmıyorum " diyecek halimde yoktu. Şaka bir yana yaptığım KPSS planlamasında koymuş olduğum ara hedefler bana doğru yolda olup olmadığım konusunda net bir fikir verecekti. Buraya kadar olan kısım KPSS vizyonumun felsefe boyutuydu. Felsefe olayı tamamdı; ama lafla da peynir gemisi yürümüyordu. KPSS vizyonu için bir de eylem stratejisi geliştirmem gerektiğinin farkındaydım. Fakat önümde iki küçük sorun vardı: MATEMATİK ve GEOMETRİ. Sözelcilerin " Aynen " dediğini duyar gibiyim. KPSS Genel Yetenek Bölümünün soru bazında yarısını oluşturan bu iki KPSS dersi için ayrı bir strateji izleyecektim. Bunun için neler yaptığıma yazının ilerleyen kısmında değinirim. Kalan KPSS dersleri için ne gibi çalışmalar yaptığıma girmeden önce konuyu bağlamak adına şunu söylemek istiyorum. Düşünce tarzı olarak hayatın her alanında istatistiklere inanan bir insanım ve istatistiklerin özellikle gireceğimiz sınavlarda, sınav sonuçları hakkında aşağı yukarı bir fikir verdiği konusunda ısrarla savunduğum bir tezim var. Bu doğrultuda Matematik ve Geometri haricindeki diğer KPSS dersleri için kendime bir soru kotası belirledim. Hedefim her KPSS dersi için dönemin sonuna kadar 5000 soru çözmekti. Koyduğum kotaya ulaştığımda ise çözmüş olduğum 5000 sorunun rakamsal ifadesi bana her KPSS dersi için çıkartabileceğim net sayısı hakkında bir fikir verecekti. Bu benim için onlarca sayfa not tutup, ezber yapmaktan daha iyi bir opsiyondu. Matematik ve Geometri dersleri için ise fazla bir şey yapma imkanım ilk yıl yok gibi bir şeydi. Anacak ileri için bir çözüm yolu bulmuştum. Bu iki KPSS dersi için herhangi bir soru kotası koymadan mümkün olduğunca çok soru kalıbı üzerinde çalışarak ilk KPSS de hedeflediğim puanı yakalamak adına elimden geleni yapacaktım. Sonunda büyük gün gelip çatmıştı. Girmiş olduğum ilk KPSS den 69 puan alarak birinci yıl için belirlediğim puanın üzerine çıkmıştım. Ancak benim için daha önemli bir şey vardı. Tutmuş olduğum istatistiklerle KPSS de ders başına çıkardığım net sayısı arasındaki ilişkinin neticesi KPSS vizyonumun devam edip etmeyeceği konusunda bir karar almamı sağlayacaktı. Yapmış olduğum karşılaştırmaların sonuçları gayet çarpıcıydı. Yazıyı rakamlara boğup aklınızı karıştırmamak adına burada iki tanesine yer vermek istiyorum. Girmiş olduğum ilk KPSS de KPSS Genel Kültür Türkçe dersinden 14 net çıkarmıştım. İstatistiklerim ise bana KPSS Türkçe'den 12,4 net çıkarabileceğimi söylüyordu. KPSS Coğrafya'da ise tam isabeti yakalamıştım. KPSS Coğrafya netim 11; istatistiklerim ise 10,7'yi bulabileceğimi söylüyordu. Diğer KPSS derslerinde de benzer tutarlılıklar söz konusuydu. Doğru yolda olduğum konusunda inancım artmıştı. İkinci KPSS ye Temmuz'dan itibaren çalışmaya başlamıştım. Artık hedefler rakamsal olarak ciddi boyutlara ulaşmıştı. Bu yıl her KPSS dersi için kota 10.000 soru idi. Bileğini bükemediğim tek ders olan KPSS Matematik için farklı bir yol benimsedim. Soru kotası belirlemek yerine her konu hakkında 100 farklı soru kalıbını ezberleyecektim. Bunu yapmak zordu ve açıkçası işime de gelmiyordu, fakat istediğimi elde edebilmek için başka bir yol yoktu. İkinci KPSS den 76 puan aldım. Hedefi yine tutturmuştum ama benim için daha sevindirici olan şey ilk KPSS den 6 net  çıkarabildiğim KPSS Matematikten bu sınavda 13 net çıkarmış olmamdı. Ezber sıkıcıydı ancak işe yaramıştı. Artık KPSS planlamasında belirlediğim son hedefim olan 85 puan için gelecek yıl yine KPSS ye gireceğim. Benim KPSS hikayemin özeti bu. Bilemiyorum KPSS yi kazanabilmek için yıllara yayılmış bir strateji doğrultusunda çalışmak ne kadar mantıklı. Bu konuda yorumu sizlere bırakıyorum. Belki evlenecek, belki işsiz, belki de bir KPSS vizyonu oluşturacak kadar zamanınız yoktur. Böyle uzun soluklu bir planlama herkesin uğraşabileceği bir şey değil. Bu Yazıyı yazarken tek düşüncem KPSS ye girecek adaylara farklı bir şeyler sunmaktı. Yazdıklarımdan esinlenerek KPSS için farklı fikirler üreterek KPSS de başarılı olanlar olursa bu beni mutlu eder... umuyorum ki önümüzdeki yıl KPSS den istediğim puanı alır ve bu mutluluğu sizlerle burada paylaşırım. KPSS dönemi boyunca sınav ile ilgili yazılarıma devam edeceğim KPSS ye girecek herkese şimdiden bol şanslar. Hoşçakalın... Bogdayazar
Devamını Oku

17 Ağustos 2015 Pazartesi

AMWAY

AMWAY
  Eminim bir çoğunuza yüksek prim, parlak bir kariyer ve kendi işinizin sahibi olmak gibi vaatlerle network pazarlama işi teklif edilmiştir. Tabi bu tekliflere cevabınız ne oldu bilemem ama sektörü yakından takip eden birisi olarak yeni tanıştığım Amway firmasını bu yazımda kısaca sizlere tanıtmak istiyorum. Richard DeVos ve Jay Van Andel adlı iki Hollandalı girişimci tarafından kurulan Amway yaklaşık 80 ülkede faaliyet gösteren bir firma ve Türkiye'de de 26 yıldır varlığını sürdürüyor. Merkezi Amerika'da bulunan Amway, Nutrıway (Sağlık-Beslenme), Amway Home (Temizlik), Amway Artistry (Kozmetik) ve diğer ürünleriyle geniş bir portföye sahip. Ulusal çapta yaptığı reklamlarda Amway Home ve Amway Artistry serilerini ön plana çıkararak kendinden bahsettiren Amway diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de "Bire bir satış yöntemi" yani kişisel bayilik vererek ürünlerini pazarlamakta. Buraya kadar yazdıklarım işin genel kültür boyutuydu. Şimdi siz pazarlamaya gönül verenler olarak "Amway ile çalışmak bize ne kazandırır?" "Amway in diğerlerinden farkı ne?" diye düşünüyorsanız yazımın devamını okumanızı tavsiye ederim.





Amway Yorumları


Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Network sistemleriyle ürün satışı yapan firmaların sayısı her geçen gün artıyor. Firmalar arasındaki rekabet arttıkça da bu işin piyasası gittikçe kirlenmekte. Şöyle söylemek gerekir ki, çalıştığınız firmanın dağıtım kanallarının yetersizliği sipariş verdiğiniz ürünlerin zamanında gelmemesine ve ürünlerin elinizde kalmasına sebep olabilir. (Çünkü müşteriler beklemeyi sevmez) ayrıca hak ettiğiniz prim yerine firmanız tarafından ürün siparişi vermeye zorlanmanızda karşılaşabileceğiniz durumlardan. Ben Amway in bu gibi durumlarda nasıl bir politika izlediğini detaylı olarak araştırdım. Görüşme fırsatı bulduğum Amway Serbest Girişimcilerinin hemen hemen hepsi primlerin vaat edilen zamanda yatırıldığını, Türkiye genelinde siparişlerin en geç 48 saat içerisinde ellerine ulaştığını Amway Genel Merkezinin Feedback nin çok hızlı olduğundan bahsettiler. Amway e bu kadar güvenmemin başka bir nedeni de kullandığım ürünlerin gerçekten ödediğim paraya değmesi. Aşağıda denediğim Amway ürünlerinden bazılarını sizlerle paylaşacağım. Ürünlerin bileşenlerinden, yapısından  söz etmek açıkçası bana pek de samimi gelmiyor. Hani bir söz vardır: "Anlatılmaz, yaşanır" diye başlar. Amway ürünlerini kullandığınızda ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

Amway Nutrıway 

AMWAY
   Burada sizlere bahsedeceğim ilk Amway ürünü yanda da resmini gördüğünüz Amway Nutrıway serisinin en fazla rağbet edilen üyesi Vitamin C plus. Eğer sabahları kendinizi yorgun hissediyorsanız, gün içinde enerjiniz çabuk tükeniyorsa kesinlikle denemenizi tavsiye ederim. Ayrıca bu Amway ürününün sigaranın zararlarını da ciddi derecede azalttığı biliniyor. Sigara kullanan birisi olarak bu Amway ürününü kullandıktan sonra farkını gördüm.

AMWAY
     Diğer tanıtmak istediğim ürün ise yine  Amway Nutrıway  ailesinin bir ferdi olan Daily. İçerisinde 13 farklı vitamini barındıran  Daily özellikle yaşlı ve çocuklar  için faydalı bir besin takviyesi olmasıyla ön plana çıkıyor.
AMWAY

    Tanıtacağım son Amway Nutrıway ürünü ise Glucosamine. İsminin okunuşu biraz zor ama faydası büyük.  Son dönemde diz ve eklem ağrısı çeken kişilerin ameliyat ile eklemlerine sıvı enjekte edildiğini duymuşsunuzdur. Bu besin takviyesi eklemleriniz için gerekli olan sıvıyı vücudumuzun kendisinin üretmesine yardımcı olmakta. Ayrıca Skolyoz hastalığının tedavisinde de bu Amway ürününün çok başarılı sonuçlar verdiğini biliyoruz. Amway ürünlerinin hepsini burada yazmamız mümkün değil. Ben favorilerimden bazılarını paylaştım. Tabi bunlar Amway ürünleri hakkında yorumlardan bir bölümü. Diğer Amway serilerini incelemek istiyorsanız Amway Türkiye nin internet sitesine buradan bağlanabilirsiniz. Böylece Amway ürünlerinden kısaca bahsetmiş olduk. Peki Amway ailesine katılmak için neler yapmamız gerekiyor?  bir de ona bakalım.





Amway Giriş


   Her şeyden önce Amway Serbest Girişimcisi olabilmek için 18 yaşını doldurmuş olmanız gerekiyor. Amway e üyelik sürecinin devamında ise kendinize bir sponsor bulmanız gerekir. Sponsorunuza bilgilerinizi verdikten sonra Amway e Online olarak kaydınız yapılıyor ve sizlerde Amway Serbest Girişimcisi oluyorsunuz. Sponsorlarınızla bir araya geldiğinizde onlar size mutlaka Amway iş planından bahsedeceklerdir. Prosedürler gereği Amway iş planı burada sizlere aktarmam mümkün değil. Ama dinlediğinizde mutlaka ilginizi çekecektir. Bu arada önemli bir konuyu da vurgulamam gerekiyor. Daha önceki yıllarda Amway kendisiyle çalışmak isteyen adaylardan 60 TL'lik bir üyelik ücreti talep ediyordu. Bu ücreti alırken de eğer 6 ay içerisinde Amway den istifa ederseniz bu ücret size geri ödeniyordu. Şimdi size güzel bir haber vermek istiyorum. Alınan bu üyelik ücreti 2015 yılından itibaren kaldırıldı. Üyelik sürecine geri dönelim. Kayıt işlemleriniz tamamlandıktan sonra Amway in internet sitesinden sponsorlarınız tarafından oluşturulacak Amway kullanıcı adı ve şifrenizle iş bilgilerinizi yönetebileceğiniz Amway giriş  panelinde  bulunan Amway Serbest Girişimci numaranızı alarak herhangi bir Garanti Bankası şubesine giderek bir Amway hesabı açtırmalısınız. Bu hesapla Amway tarafından size yatırılacak primleri alabilir ve ürün siparişi verdiğinizde ürün bedelini bu hesap yardımıyla ödeyebilirsiniz. Yukarıda bahsettiğim kullanıcı paneline değinecek olursak, bu panel yardımıyla online ürün siparişi verme, müşterilerinizden online olarak sipariş alma, altınızda bulunan Amway Serbest Girişimcilerini takip edebilme yatan primlerinizi görebilme gibi imkanlara sahip oluyorsunuz. Ayrıca panelin içinde bulunan Web sayfasıyla da favori ürünlerinizi sergileme imkanınız bulunuyor. Bu sayfanın isteğinize göre Google, Yahoo, Yandex... gibi arama motorları tarafından algılanabilmesi online olarak sipariş alma şansınızı oldukça arttırıyor. Amway hesabınızın açılmasıyla birlikte de Amway üyelik süreciniz tamamlanmış oluyor. Şimdi aktif bir Amway Serbest Girişimcisi olarak Amway de kariyer basamaklarını tırmanmaya başlayalım ne dersiniz?

Amway üyelik ve kariyer


   Amway e ilk adımınızı attıktan sonra bu işte başarılı olabilmeniz için sıkı bir şekilde çalışmaya başlamanız gerektiğini öncelikle vurgulamam gerekiyor. Çalışmaya başladıktan sonra Amway in üyelerine ücretsiz olarak gönderdiği Amagram dergisi her ay adresinize gelecektir. Bu dergide Amway in yeni ürünlerini, Amway de başarılı olmanın ip uçlarını ve Amway de belirli seviyelere ulaşmış üyelerin başarı hikayelerine rastlayabilirsiniz. Ayrıca Amway de seviye atlayıp Amagram dergisinde isminizi gördüğünüzde işe olan şevkinizin artacağından şüphem yok. Amway de seviye atlayabilmeniz için satış kotanızın yüksek olması gerekir. Bunun içinde çevrenizdeki insanlara Amway i tanıtmanız ve onlarında Amway üyesi olmasını sağlamalısınız. Bunu yaparak kendi alt gruplarınızı oluşturabilir ve daha yüksek prim kazancı sağlayabilirsiniz. Her konuda olduğu gibi Amway işinde de başarılı olmak için eğitim şart. Üyelerin yaptıkları işte uzmanlaşabilmeleri adına sponsorlar tarafından Amway eğitim seminerleri düzenleniyor. Şimdilik Amway in düzenlemiş olduğu bu seminerler Ankara, İzmir, İstanbul ve Bursa gibi büyük şehirlerde yapılmakta. Şunu söylemeliyim ki; Amway de hızlı bir şekilde kariyer yapmak tamamen sizin elinizde. Şimdi Amway işini başarılı bir biçimde yürütebilmek için edindiğim tecrübelerden bazılarını sizlere aktarmak istiyorum. Hayatın her alanında iletişim olmazsa olmaz bir unsurdur. Sizlerde çevrenizde Amway i tanıtırken karşınızdakilerle etkili bir iletişim kurmak zorundasınız. Bunu başarabilmek için de çok sayıda yan dal kitap okumanız gerekecektir. Evet size biraz sıkıcı gelse de kitap okudukça insanlarla etkileşiminizin daha pozitif hale geldiğini göreceksiniz. Diğer bir konu ise sattığınız Amway ürünleri hakkında yeterince bilgi sahibi olmanız. Çünkü müşterilerinizin daima ürünler hakkında itirazları olacaktır. Bu itirazlara tatmin edici cevaplar vermeniz gerekir. Belki de en önemli konu müşterilerinizin ihtiyaçlarını keşfetme gerekliliği. Elinizdeki Amway ürünlerinin bu ihtiyaçları giderebileceği konusunda müşterinizi ikna etmek uzun vadede başarılı sonuçlar verecektir. Bu konuda daha fazla bilgi edinmek için yazmış olduğum şu makaleye bakabilirsiniz. Böylece yazıma son verirken Amway hakkında bilgi sahibi olmak isteyenlere Amerikan efsanesi olarak nitelendirebileceğim bu firmayı elimden geldiğince tanıtarak görevimi yaptığımı düşünüyorum ve Amway in meşhur sloganıyla sizlere veda ediyorum: "BİZ AMWAY E GÜVENİYORUZ YA SİZ..." Blogdayazar
Devamını Oku

26 Temmuz 2015 Pazar

BLOGDA YAZMAK İSTER MİSİNİZ?

blogdayazar
 Türkiye'nin en yeni blog sitelerinden  olan BLOGDAYAZAR kapılarını sizlere açıyor. Ana sayfamızda belirttiğimiz Spor, Eğitim, Politika, Güncel... gibi konulardaki yorum ve görüşlerinizi bizlere ulaştırarak blog yazarlığına ilk adımınızı atabilirsiniz. Bunun için yapmanız gereken tek şey BLOGDAYAZARA  üye olmak. Sitemize üyelik tamamen ücretsizdir. Ve sizden kimlik bilgileriniz istenmez. Sadece kullanıcı adı ve şifre oluşturmanız üyelik için  yeterli olacaktır. "Blogda  makale yazmak bana ne kazandırır?" diye düşünebilirsiniz. Şunu hemen belirtmeliyiz ki, Türkiye'de Facebook ve Twitter gibi sosyal medya hesaplarına alternatif Google +, Wordpress ve Blogger tarzı sosyal medya araçlarının popülerliği hızla artmakta. Ve birçok içerik şirketi bu platformlardaki paylaşılan yazıları takip etmekte. Uygun gördükleri makalelerin sahipleriyle de hatırı sayılır ücretler karşılığında kendileri için içerik üretmelerini istemektedirler. Bizlerde blog yazarlığı konusunda kendine güvenenlerle içerik şirketleri arasında bir köprü kurmaktayız. Blog yazmak sanıldığı kadar zor değil. İnsanların ilgisini çekecek bir konu ve yazım kurallarına göstereceğiniz hassasiyet iyi bir makale yazma konusunda sizlere yardımcı olacaktır. Bizlere ulaştıracağınız içeriklere harici link verme yoluyla isteğinize bağlı olarak Facebook, Twitter veya Google + hesabınıza yazınızı okuyanlar doğrudan ulaşabileceklerdir. Bu sayede takipçi sayınızı da arttırma şansına sahip olabileceksiniz. Son olarak ulaştıracağınız içerikleri Word dosyası olarak göndermeniz gerektiğini hatırlatmamızda fayda var. Sizlerde BLOGDAYAZAR ailesinin bir parçası olmak ve  yazarlık dünyasını keşfe çıkarak farklı bir deneyim yaşamak için bizlerle iletişime geçin... Blogdayazar
Devamını Oku

24 Mart 2015 Salı

ŞİRKET HABERLERİ

  Koç vazgeçti

   Koç holding geçen yıl yapılan Kalamış yat limanı ihalesinde en yüksek teklifi vererek 30 yıllığına işletme hakkını kazandığı projeden vazgeçtiğini açıkladı. Yapılan açıklamada Kalamış yay limanının İmar planı ile ilgili yürütmeyi durdurma kararının hali hazırda kalkmamış olması nedeniyle ihale şartnamesinin ilgili maddesi kapsamında İşletme hakkı devir sözleşmesinin imzalanmasından vazgeçildiği bildirildi. Yeni bir sektöre giriş hazırlığı yapmanın eşiğinden dönen Koç Holding'in yapacağı yeni hamle merakla bekleniyor.
Devamını Oku

20 Mart 2015 Cuma

BORSA, ETKİN PİYASA VE PİYASA TEORİLERİ

blogdayazar ekonomi teması
 Borsa hakkındaki önceki yazılarımda Borsa'nın yapısı, Hisse Senetleri ve Borsadaki farklı piyasalara ilişkin bilgilerimi sizlere aktarmıştım Bu gün etkin piyasanın ne anlam geldiğini ve iktisat yazınında genel kabul görmüş piyasa teorilerine yer vereceğim.  Borsada Hisse senedi seçimi kadar önemli olan diğer bir konu da piyasanın nasıl işlediği konusunda bilgi sahibi olmaktır. Şirketlerin mali tabloları, uzun vadeli planları, yapacakları yatırımlar gibi mikro ekonomik konuların yanı sıra ülkelerdeki ekonomik ve siyasi istikrar, küresel piyasalarda yaşanan gelişmeleri de Borsayı etkileyen makro ekonomik faktörler arsında sayabiliriz. Özetlediğim bu unsurlarda aşağıda bahsedeceğim etkin piyasalar konusunun içeriğini oluşturmakta.
Devamını Oku

16 Mart 2015 Pazartesi

YAZAR HAKKINDA

                         


  Bindokuzyüzseksenaltı Ankara-Sincan doğumlu, beş kişilik bir ailenin en küçük çocuğu; eğitimine Ankara'da başlayan, sınıfları üçer-beşer atlayıp Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümünden mezun olan, "yazarlık" asla haddine olmayan; sadece yazmaya çalışan, çoğu zaman neşeli yerine göre mesafeli; ama her zaman seviyeli, aklına eseni yazan "köyün delisi" ben Ceyhun ÇETİN. Bloguma hoşgeldiniz efendim...

Neden Blog Yazarlığı?

   Düşüncelerini yazıya dökmeyi seven herkes gibi bende yazmayı seviyorum. Daha önce çeşitli sosyal medya platformlarında kısa yazarlık maceralarım oldu. Sonra makale yazma konusunda daha geniş kitlelere hitap edebilmek adına Blogdayazar'ı kurdum. Bundan sonraki hedefim ise Blogdayazar' Türkiye'nin en çok ziyaret edilen bloglarından biri haline getirerek okumayı seven herkesin uğrayacağı bir adres haline getirmek olacak.
Devamını Oku

BORSA OYNAMAK VE BORSAYA YATIRIM YAPMAK

  10 katlı bir bina düşünün. 10. kata ulaşmak istiyorsunuz. Buraya ulaşmak için binanın duvarlarına tırmanmak ile asansörü kullanmak arasında bir tercih yapmak zorunda bırakılsanız hangisini denerdiniz? bahsettiğim bu örnek Borsa oynamakla Borsaya yatırım yapmanın arasındaki farkı en güzel biçimde açıklıyor sanırım. İnternet ve sosyal medyada gördüğüm bir çok yazıda hep Borsa oynamak başlıklı içeriklerle karşılaşıyorum. Belki dikkat çekmek belki de kopyala yapıştır yaparak kulaktan dolma bilgiler insanların önüne koyuluyor. Şunu belirtmekte fayda var. Borsa oynamak tabi ki de kısa yoldan kazanmak için bir alternatif. Ancak riski büyük. Bu riski alarak varlıklarının çok büyük bir kısmını kaybedenler azınlıkta değil. Yatırımda öncelikli kural güvendir. Hepimiz yaptığımız yatırımların erimemesi için güvenli limanlara sığınmıyor muyuz?  diğer yatırım araçlarında olduğu gibi Borsada da güvenli bir yatırım stratejisiyle hareket etmek doğru seçenek olacaktır. Bunu hayata geçirmek ise Borsadaki şirketler ve piyasa hakkında bilgi sahibi olmaya bağlı. Bende bu yazıda Hisse senedi seçimi hakkında dikkat etmemiz gereken konulara açıklık getirmeye çalışacağım
Devamını Oku

13 Mart 2015 Cuma

KAYIP-KAÇAK İADESİNDE SON DURUM

BLOGDAYAZAR KAYIP-KAÇAK İADESİNDE SONDURUM
  Yılan hikayesine dönen kayıp-kaçak bedellerinin iadesi konusu hakkında pek çok şey yazıldı, konuşuldu. Vatandaştan yıllarca alınan kayıp-kaçak bedellerinin iadesi için 17 Aralık 2014'te Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun aldığı tüketiciler lehinde karar milyonlarca aboneyi kayıp-kaçak iadesi almak için umutlandırdı. Fakat elektrik dağıtım şirketlerinden karara itiraz gecikmedi. İtirazın temel nedeni ise söz konusu kayıp-kaçak bedellerinin tüketiciye ödenmesinin kendileri için çok büyük bir maliyete sebep olacağıydı. Konu yakın zaman öncesi hükümet gündemine de taşındı. Yetkililerden önce yargı kararına uyulması yönünde açıklamalar gelirken, şimdilerde ise yeni bir yasal düzenlemeyle orta yol bulunmaya çalışılıyor.
Devamını Oku

11 Mart 2015 Çarşamba

BORSADA ADIM ADIM KAZANMAK (3)

BLOGDAYAZAR BORSADA ADIM ADIM KAZANMAK TEMASI
  Merhaba... bu yazımda borsanın iç yapısıyla ilgili temel bilgileri sizlerle paylaşacağım. Ayrıca BİST-30 hakkındaki bazı kavramlar hakkında kısa açıklamalar yaparak bu konuya değinmenin de faydalı olacağını düşünüyorum. Burada önemle belirtmek istediğim nokta ise şu BİST-100 kapsamı çok geniş bir konu olduğundan sadece hisse senetleriyle  ilgili konular üzerinde açıklamalara yer vereceğim. Diğerlerinde ise sadece tanımlar yer alacak. Kafa karışıklığına yol açmamak adına böyle bir yol seçmeyi uygun buluyorum.

Devamını Oku

9 Mart 2015 Pazartesi

DIŞ Ticaret Eğitimi

blogdayazar dışticaret teması
 Ülkelerin ekonomilerinin liberalleşmesi, finansal sistemlerin biri birine git gide yakınlaşması, serbest ticaret bölgelerinin hızlı artışı ve diğer ekonomik nedenlerle dış ticarete olan ilgi her gün artmakta. Türkiye'nin de dış ticaret hedefleri büyük bir ülke olması dış ticaret alanında birçoğumuzun iş sahibi olabileceği anlamını taşıyor. TİM verilerine göre 2018 yılına kadar dış ticaretle ilgili yılda 30.000 istihdam öngörüsü bu iş alanının iş gücü piyasasının yeni gözdesi haline geleceğini doğrular nitelikte. İş ilanları sitelerinde sıkça karşılaştığımız dış ticaretle ilgili ilanları incelediğimizde  yine konuyla ilgili bazı eğitimleri almamız gerekliliği karşımıza çıkıyor. Tabi konu dış ticaret olunca akla ilk gelen şey iyi derecede İngilizce bilmek oluyor. Ancak ticaret kavramı hakkında bilgi sahibi olmak burada öncelikli hedef. Dış ticaretle ilgili eğitim veren kurumlar çeşitlilik göstermekle birlikte 2 tanesine aşağıda kısaca vereceğim. Diliyorum sizler için faydalı olur.
Devamını Oku

8 Mart 2015 Pazar

1 MAYIS'TA NE DEĞİŞECEK?

BLOGDAYAZAR POZİTİF SİSTEM TEMASI
 Amacı bilgilendirmek olan reklamların amaçsızca her yerde karşımıza çıkması hepimizi "Reklam düşmanı" haline getirdi. Karşılaştığımızda yüz çeviriyoruz, kızıp kanal değiştiriyoruz. Reklamsız bir hayatın özlemini çekiyoruz. Ama reklamlar olmasa bugün sahip olduğumuz bir çok imkandan da mahrum olacağımız bir gerçek. Özetle diyebiliriz ki, sevsek de sevmesek de hayatımız  boyunca reklamlarla iç içe yaşamaya devam edeceğiz. Ürün/hizmet sunan firmaların, ürün çeşitliliğinin artması ve hızlı değişen teknoloji reklam sektöründe de önemli değişikliklere sebep oldu. Bu değişikliklerden bir tanesi bizi hatta cebimizi çok yakından ilgilendiriyor. İşte size bomba gibi bir soru. "Üzerine para verseler izlemem" dediğiniz reklamları izlemeniz için gerçekten ücret teklif edilse ne dersiniz? şaka yapmıyorum. Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanundan bahsediyorum. 1 Mayıs'tan itibaren uygulanmaya başlanacak Kanun ile birlikte e-mail ve cep telefonlarımıza her isteyen reklam gönderemeyecek. İşin güzel kısmı ise firmaların reklamlarını göndermek için tüketicinin onayını alma zorunluluğu bulunması. Bankalar şimdiden onay linki olan mesajlar göndermeye başladı  bile. "Biz bu işten nasıl karlı çıkarız?" diyorsanız, aşağıda pozitif sistem ile ilgili yazdıklarımı okumanızda fayda var.
Devamını Oku

7 Mart 2015 Cumartesi

PAZARLAMA - SOSYAL MEDYA İLİŞKİSİ

blogdayazar pazarlama teması
  Sosyal medyanın hayatımızda önemli bir yer tuttuğu gerçeği herkes tarafından kabul görüyor. Buna paralel olarak online alışveriş imkanlarının artması da pazarlamaya yeni bir boyut kazandırdı. Sosyal medyayı doğru kullananlar artık kapı kapı dolaşarak ürün satmak yerine basit bir facebook hesabıyla yüzbinlere ulaşma şansını elde ediyor. Firmaların yüksek bedeller ödeyerek yaptırdıkları reklamları sosyal medya kullanıcıları da hazırladıkları görsellerle profillerinde paylaşabiliyor. Öyle ki, hazırlanan reklam amaçlı bazı görseller tıklanma rekorları kırıyor. Pazarlamayla uğraşanlar için belki de en önemlisi bu imkanların tümüne hiçbir ücret ödemeden sahip olmaları. Böylesine karlı bir fırsatı en iyi şekilde kullanmak, sosyal medyayı etkin kullanabilmek tanıtım ve satış açısından bakıldığından çok önemli. Peki pazarlama için sosyal medyayı nasıl yönetmeliyiz? sorusuna karşılık olarak konuyla ilgili 3 ana başlık ön plana çıkmakta.
Devamını Oku

5 Mart 2015 Perşembe

SİZİN ÜRÜNÜNÜZ HANGİ KATEGORİDE?

blogdayazar pazarlama teması
  Hiç düşündünüz mü? marketlerde sakız, çikolata gibi ürünler nede hep kasanın yanında sergilenir? veya aldığınız gazete için harcadığınız zaman ile (0) kilometre bir araç almak için harcadığınız süre neden farklı? hayat sigortası yaptırmak niçin aklımızın ucundan bile geçmez? işte bütün bu soruların cevapları bu yazımın konusunu oluşturacak. Pazarlamacılar olarak sattığımız ürünleri çok iyi tanımamız önemli. Ancak ürünlerimizin hangi kategoride olduğunu bilmemiz iyi bir pazarlama stratejisi oluşturmada bize yardımcı olacaktır. Ürün çeşitliliğinin alabildiğine arttığı bu dönemde temel pazarlama yazınında sıkça gündeme gelen ve otoritelerden kabul görmüş ürün sınıflandırmalarına değinmenin faydalı olacağını düşünüyorum.
Devamını Oku

4 Mart 2015 Çarşamba

İş güvenliği uzmanlığı: yükselen değer

işgüvenliği teması
  Merhaba iş gücü piyasasındaki en güncel eğitim ve kariyer fırsatlarını sizlerle paylaşmaya devam ediyorum. Bugün İş Güvenliği Uzmanlığı konusunda derlediğim bilgileri sizlere aktaracağım. Aslında  İş Güvenliği konusu uzun süredir gündemde fakat yaşadığımız Soma ve Ermenek facialarından sonra bu konu daha kapsamlı biçimde ele alındı. Bu da özellikle sanayi sektöründe İş Güvenliğine yönelik daha sıkı tedbirler alınması sonucunu doğurdu. Tedbir ve denetimlerin arttırılması da nitelikli iş gören ihtiyacını arttırdı. Türkiye bir sanayi ülkesi. İş Güvenliği Uzmanlığı belgesi sahibi olduğunuzda sanayi sektörünün değişik kollarında iş bulma konusunda sıkıntı çekeceğinizi zannetmiyorum. Kısaca "ekmek var bu işte"  diyebiliriz. Şimdi İş Güvenliği Uzmanı olabilmek için neler gerektiğine bir bakalım.
Devamını Oku

3 Mart 2015 Salı

BORSADA ADIM ADIM KAZANMAK (2)

 Borsa hakkındaki yazılarıma devam ediyorum.Burada ilk yazımdaki hisse senetleriyle ilgili belirttiğim rüçhan, bedelsiz hisse senedi ve kardan pay alma gibi konularla ilgili bazı bilgileri sizlerle paylaşacağım. Ama önce borsadaki şirketler hakkında kısa bir açıklama yapmak istiyorum. Borsaya kayıtlı tüm şirketler A.Ş. yani ( Anonim Şirket) dir. Anonim Şirket olmak şirketlerin borsaya dahil olması için bir zorunluluktur. Peki şirketler hisselerini neden halka arz ederler? şirketler finansman sağlamak, yatırım yapmak, büyümek gibi sebeplerle fona ihtiyaç duyarlar. Şirketler fon ihtiyacını bir çok yolla sağlayabilir. Ben burada 2 tanesinden bahsetmek istiyorum. İlk olarak borçlanma yönteminde şirketler fonları banka kredileri, tahvil gibi borçlanma araçlarıyla elde ederler. Bizi şimdilik fazla ilgilendirmediği için detayına girmiyorum. 2. yöntem  sermaye arttırmada şirketler ihtiyaç duydukları öz sermayeyi elde edebilmek için sermaye artışına giderler. Böylece hisse senedi çıkararak borsada işlem görmesini sağlarlar. Bu kadar yeterli. Şimdi asıl konuya dönelim.
Devamını Oku

2 Mart 2015 Pazartesi

SUÇ DİZİLERDE Mİ?


  Her gün artarak devam eden şiddet görüntüleriyle karşılaşıyoruz. Asanlar, kesenler, patlayanlar, sıkanlar, yakanlar... yağışlar bile bayağı "şiddetli" oldu bu sene. Konu hakkında bilgi sahibi olanlar bir çok sebebe bağlıyorlar şiddet olaylarını. Ben şiddetin bu denli artmasında dizilerin  büyük payı olduğunu düşünüyorum. Hepimiz dizileri Merakla takip ediyoruz. Silah patlamayan, adam kaldırılmayan, intihar edilmeyen  dizileri izlemiyoruz. "Dizi işte" deyip geçiyoruz. Ama bilinç altımız pek de öyle demiyor galiba. Dizilerdeki kötü adamların hazin sonlarını gördüğümüzde "hak etti zaten" diyerek meşrulaştırıyoruz. Benzer bir durumla karşılaştığımızda dizide benimsediğimiz tepkileri veriyoruz. Tepkinin doğru olup, olmadığını sorgulamak da işimize gelmiyor açıkçası. Hadi size bir soru sorayım. "Sıkmak" kelimesini dilimize dolayan meşhur dizi hangisi? cevapları yorum kısmına bekliyorum.






 Dizilerle  o kadar iç içe geçmiş haldeyiz ki dilimizi de davranışlarımıza onlara göre belirler hale geldik. Doğruluk adına bize bir şey katıyorsa dizilere söyleyecek bir şeyim yok. Milyonlar her akşam doğruya kilitlensin. Fakat şiddet özendiriliyorsa buna karşıyım. Herkesin ekmek derdinde olduğunu biliyorum. Birileri kazanırken de diğerlerinin (Canlarını) kaybetmesini istemiyorum. Burada iş televizyon dünyasını idare edenlere düşüyor. Öyle görünüyor ki sigara görüntülerini buzlayan, küfürlü konuşmaların kulağını bükenler halkın "fırçasından" çekiniyor herhalde. Dizilerdeki yüksek tansiyonlu sahnelere bir türlü ilaç olamadılar. "Şiddet içeren diziler yayından kaldırılsın" diye hariciye koğuşundan gazel okumayacağım. Bu milletin maçıyla dizisine dokunan yanar. Tedbir alınmazsa da herkes istediği gibi çalıp oynar. Bir süre önce güzel bir kamu spotu dönmeye başladı ekranlarda. sloganı da gayet çarpıcı:" ÖNCE ADAM OL." Gerçi reklamda oynayan kişinin olayla pek ilgisi yokmuş gibi duruyor ama konu hassas olduğu için fazla bir şey söylemiyorum. Bunu izledikten sonra dizilerde şiddete karşı benzer şeyler yapılamaz mı? diye düşündüm. Mesela dizilerdeki "baba" karakterlerin şiddet karşıtı efsane sözleri dilden dile dolaşsa. Senaristler için zor olmasa gerek. Dizide aylarca biri birini bitirmeye çalışanlar yayın bittiğinde karşımıza çıkıp haksızlığın hukukla giderilebileceği mesajını verseler. Yaşanan şiddet olayları karşısında bütün diziler ortak bir tepki verse fena olmaz mı? diziler toplumun aynası oldu artık. Ne verirlerse alıyoruz. Dizi karakterlerini örnek alıyoruz, onlarla yatıp kalkıyoruz... dizi sektörü gerçekten şiddeti önleme konusunda samimisiyse haddim değil ama bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Şiddetin tuzunu azaltıp şefkatin şerbetine biraz şeker ilave ettiğinizde bir şeyler değişir. Mutlaka değişir. 
Devamını Oku

1 Mart 2015 Pazar

PAS GEÇİN ARTIK PASSOLİGİ

      
  Ülke futbolu olarak batmış durumdayız. Milli Takım şamar oğlanına dönmüş, Avrupa'da tek takımla zar zor idare ediyoruz, ligimiz için söylenecek fazla bir şey yok primini dolduran futbolcuların emeklilik ikramiyesi almak için uğradığı bir adres olmaya başlamış durumda. Evlere şenlik bir ortam var. Federasyonumuzda bu şenliğe katkıda bulunmak için Passolig uygulamasını başlattı. Passoligi çıkarmaktaki amaç olay çıkaran taraftarları stadlara sokmamaktı. Başarılı da oldular. Boş tribünlerde kavga, gürültü olmaz. İnler ve Cinlerde top sevdalısı zaten. Onlarda olay çıkarmaz. Federasyon Başkanı katıldığı bir televizyon programında Passoligi savunurken "Şimdi tribünler boş ama 3-4 sene sonra dolmaya başlar" diyerek uygulamanın devam edeceğine işaret etmişti. Böyle giderse 3-4 yıl sonra bırakın lig maçlarını halı saha maçlarını izleyecek seyirci bulamayacağız. Sponsorlar tası tarağı toplayıp kaçmaya başladı artık. Küçük bütçeli Anadolu Kulüpleri Passoligi bedava veriyor, yüzüne bakan yok. Avrupa stadları coşkuyla inlerken bizde sadece futbolcuların sesleri duyuluyor.
Devamını Oku

27 Şubat 2015 Cuma

BORSADA ADIM ADIM KAZANMAK (1)

 Ülkemizde borsa yatırımcılarının sayısını arttırmak  arttırmak için yoğun çaba sarf ediliyor. Bende bu çabalara bir nebze olsun katkıda bulunmak için konuyla ilgili yazmaya karar verdim. Hepimiz birikimlerimizi altın, döviz, vadeli mevduat gibi yatırım araçlarında değerlendiriyoruz. Bunlardan diğerlerine göre daha az tercih edilen fakat getirisi fazla olan borsa hakkındaki yazılarımın ilkini sizlerle paylaşıyorum. Bir yatırımcı olarak internette borsa hakkında yazılanların genelini okudum. Fakat kimi yazılarda borsa anlatılırken birçok teknik terim kullanılmış, bir kısım yazılarda insanları yanlış yönlendiriyor. Başlıkta da belirtiğim gibi sizlere borsayı sizler adım adım anlatmaya çalışacağım. Teknik terimleri açıklayarak, kafa karışıklığına yol açmadan borsaya ilgi duyanlara yardımcı olmaya çalışacağım.
Devamını Oku

24 Şubat 2015 Salı

HAKEMLER İÇİN HKK


  Türkiye'nin en stresli mesleklerinden biri olmaya başladı hakemlik. Tek bir hatalı düdükle ülke gündeminin ilk sırasına çıkıyorlar. Eleştiriyoruz, kızıyoruz hırsımızı hakemlerden çıkarıyoruz. Bence bunların hepsini yaparken de kantarın topuzunu kaçırıyoruz. Yazımda hakemler ile ilgili yorumlardan, eleştirilerden daha ziyade onların haklarını koruma adına yapılmasının uygun olacağını düşündüğüm bir konuyu yazacağım.
Devamını Oku

19 Şubat 2015 Perşembe

BES LİSANSI YENİ İŞ KAPISI

Sigortacılık sektöründe kariyer hedefiniz mi var? o zaman bu yazı tam size göre. BES ( Bireysel Emeklilik Sigortası) konusunda Hükümet'in % 25 devlet katkısı ve son olarak çalışanlara BES zorunluluğu getirmesi sektörde hareketliliğe neden oldu. Bu da doğal olarak istihdama yansıdı. Hükümet'in attığı bu adımlar neticesinde sektörde taşlar yerine oturmaya başladığı için BES lisansıyla uzun süre iş arama derdinden kurtulacağınızı söyleyebilirim. Aşağıda BES lisansıyla ilgili kafanıza takılanları bulabilirsiniz. Umarım faydalı olur.
Devamını Oku

18 Şubat 2015 Çarşamba

DOSYA MASRAFI MACERAM

 
                                          
  Bir haftadır konuşuluyor Dosya masrafları konusu. TBB Başkanın açıklamasından sonra insanlar bankalara akın ettiler. Ama herkes eli boş döndü. Çünkü Dosya masraflarını alabilmek için belli bir prosedür gerekiyor. Ben uzun süredir alacağımın peşindeyim. Bu sürecin bütün aşamalarından geçip, işi mahkeme safhasına getirdim. Bu yazımda Dosya masraflarının iadesi sürecinde yaşadıklarımı sizlerle paylaşacağım.
Devamını Oku

PAZARLAMA AMA NASIL?

 
 
 Pazarlamayla uğraşanların sayısı  her gün artıyor. Herkesin paraya ihtiyacı olduğu ortada. Satıyoruz, ikna ediyoruz, çabalıyoruz... piyasa tabiriyle hep kovalıyoruz. Klasik iktisat teorilerinde bahsedildiği gibi refah artışı için ticaret şart. O zaman doğru yoldayız. Fakat bir türlü yeterli satışı yapamamak dert yandığımız konuların başında geliyor. Hal böyle olunca pazarlamada aşağıda bahsedeceğim ihtiyaç-değer konusu ön plana çıkıyor.
Devamını Oku

16 Şubat 2015 Pazartesi

FOREX : GÜVENİLİR YATIRM ARACI

 Sıkça reklamlarını gördüğümüz Forex sağladığı imkanlarla yatırımcıların gözdesi haline geldi. Global bir piyasa olan Forex'e yatırım yapacaklara bazı tavsiyelerim var. Ama önce Forex'le ilgili bir kaç önemli noktayı belirtmek istiyorum. Forex piyasasının işlem hacmi trilyon dolarlarla  ifade edildiği için Forex'te manipülasyon ihtimali hemen hemen yok gibi. Bu Forex'i güvenilir kılan önemli bir unsur. 5 gün 24 saat işlem yapabilme şansınızın olması Forex'in diğer finansal araçlara göre daha esnek olmasını sağlıyor. Kaldıraç özelliği de yatırımcıların az yatırımla hatırı sayılacak gelir gelir elde etmesi belki de Forex'i cazip kılan nedenlerin başında.
Devamını Oku