Finansal okuryazarlık üzerine... | Blogdayazar

6 Kasım 2017 Pazartesi

Finansal okuryazarlık üzerine...

"Borsanın dokuz aylık aralıksız yükselişine kayıtsız kalan yatırımcı zirvede alım yaptı..." geçenlerde gördüğüm bir haberin küçük bir bölümü. Zirvede alırsan birileri satar sende çakılırsın. Bu işin kanunu bu. Sonra sen zararına satarsın bugün olduğu gibi yine birileri alır, pişman olduğunla kalırsın. Şu borsayı bir anlayamadık gitti. Yabancı gidiyor Mersin'e biz gidiyoruz tersine... bunların bizden ne fazlası var acaba? anlatayım. Yabancı okuyor, analiz yapıyor nerede girip nerede çıkacağını biliyor.  Ya biz? ya tutarsa? bunun için finansal okuryazarlık üzerine yazmak istedim. Gazetelerin ekonomi sayfalarını okuyun, ekonomi kanallarını takip edin diyerek kestirip atmaya gerek yok. Takip etseniz de "paranın" nasıl döndüğünü bilmeden bir şey yapmanız mümkün değil. Benim anlatmak istediğim konu "uyanık olmak" bunu kötü anlamda söylemiyorum. Ekonomik gelişmeler ve bunların yansımalarını değerlendirmenin finansal okuryazarlık alanında bize birşeyler katabileceğini düşünüyorum. Birkaç tane örnek verelim. orta vadeli program (OVP) açıklandığında bunun finansal piyasalara nasıl etki ettiğini görebildik mi? gündemde olan sadece Motorlu Taşıtlar Vergisiydi. Halbuki Kurumlar Vergisindeki artış ve bankacılık sektörüne getirilen ek yüklerin borsaya ciddi derecede etkisi oldu. Daha kolay bir örnek vereyim. Kuzey Irak'ta yakın zamanda yaşanan gelişmeler. Referandum olayını bilmeyen yoktur herhalde. Referandum sonrası gerilen siyasi ortam doğal olarak borsaya yansıdı. Borsanın psikolojik sınır olarak kabul edilen yüzbin seviyesinin altında ineceği konuşuluyordu. Dövizdeki sert yükselişde bunu teyit eder nitelikteydi. Ancak IMF in Türkiye için büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etmesi rüzgarı bir anda tersine çevirdi. Tabi bunu ne anlama geldiğini bilenler şuan fırsatı paraya çevirmiş vaziyette. Daha yıl içerisinde gerçekleşen satın alma birleşmeleri, sermaye artışlarını, Türkiye-AB ilişkilerinde yaşananları yazmıyorum. Finansal okuryazarlık gerektiren konulardan bazıları bunlar. Hepsini görüyoruz ama yorumlama konusunda sıkıntı var. Benim de Finansal okur yazarlıktan kastım bu. Görmek, incelemek ve yorumlayabilmek. Finansal okuryazarlık adına yapılması gereken üç şey bence. Bir anda Finans uzmanı olmak mümkün değil tabi. Adım adım temeli attıktan sonra Hele ki bu işten gelir elde etmeye başlandığında gerisi kendiliğinden gelir. Yukarıda yazdığım habere geri dönecek olursak; yazılanlar sadece bugüne özgü olaylar değil. Maalesef yabancı yatırımcı borsada kazanırken Türk yatırımcısı küçük bir azınlık dışında zarar ediyor. Buda "borsaya giren batar" gibi bir anlayışın yerleşmesine sebep oluyor. Ayakkabı boyacısının "çimentoya Yatırım yap!" taksi şoförünün "Zimbabwe doları al!" gibi tavsiyeleri bizim finansal okuryazarlık anlayışımızı çok güzel özetlemekte. Finans sektörünün Hayatın her alanında etkisini arttırdığı bir dönemden geçmekteyiz. Bu yüzden finansal okuryazarlık üzerinde durulması gereken bir konu. Çünkü parayı anlayan dünyayı anlar... hoşçakalın. 

0 yorum to “Finansal okuryazarlık üzerine...”

Yorum Gönder